+ All Categories
Home > Documents > Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we....

Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we....

Date post: 14-Jul-2020
Category:
Upload: others
View: 2 times
Download: 0 times
Share this document with a friend
16
.. lük L.k:E'YI YAlNlZ BlRAKMAYAllM • mllli mesele U EKiM DEVRIMI lll'lJii-I,UI ,_,rsi FILISTiN HAREKETiMJE KADININFKJI.IJ 2 TEBAX 1978 e lMAVIS 1978 EMEKÇi HALKIM e BölUcUlUk Yaponlar ve Gericilerdir e SOVYETLER BiRLiÖiNOE BASlN ve KÜRTLER e Bir Toprak Reformu ".\' ...
Transcript
Page 1: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

.. ~· lük ~ivasıclerqı

• L.k:E'YI YAlNlZ BlRAKMAYAllM

• mllli mesele U • EKiM DEVRIMI • lll'lJii-I,UI ,_,rsi • FILISTiN HAREKETiMJE

KADININFKJI.IJ

2 TEBAX 1978

e lMAVIS 1978 EMEKÇi HALKIM BAŞARISI

e BölUcUlUk Yaponlar Fofisthır ve Gericilerdir

e SOVYETLER BiRLiÖiNOE BASlN ve KÜRTLER

e Bir Yılan Masalı : Toprak Reformu

".\'

... ~·.

Page 2: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

Xwendekaren delal, Roja Welat dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije

deste we. Hın xwendekaren me ji jı me ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe dıkın . Bele, bona ve yeke em ji dılteng dıbın, le pır mıxabın saderne derengketına we ne suce me ye.

Lı ser roja Welat çıqas teda heye, dıve hiln baş bızanın. Roja ku Roja Welat çap dıbe bıryare komkırıne ji dı dest polez da hazır e. Ka bıryar hebe il nebe ji bo polez tıştek ferq nake; ew rojnama me lı kidere bıbine komdıke dıbe. Pır caran bona çapkırma we çapxane naye ditını. Polez lı karkeren çapxanan ji gelek teda dıke, xwediyen wan dıtırsine. Belavkırına we zehmetek dın e. Pırtilkxane il rojnamefıroşen ku bıwerın we bıfroşın gelek kem ın. Lı

DiROK WE DI REYAXWE DE Bl MESE ... lstembole ü Enqere lı rojnamefıroşan hemü rojname ü kovaren çep ü rast te ditın le Roja Welat naye xuyakırın.

Hukumet ne dıkare bı reva zagoni Roja Welat bıde gırtın le ew bı van zulım ü tedayen han dıxwaz~ farsende ne de çapkırın ü belavkırına rojname, we bı aliye ekonomik jar bexıne, bı vi awayi peşiye lı we bıgıre.

Berpırsiyare me ye peşin Sıddık Bozarslan sal ü niv ceza xar. Nıha dor hatiye ye duduyan ü sıseyan ..

Me dı bın ewqas bare gıran da d'isa dı reya xwe da ajot il eme bajon.

Nıha ji hukumeta nuh dıxwaze hemü. tevgıredanen gele me ye peşverü ü hemu rojname il kovar ü pırtüken ku Kurdi derdıkevın, an lı ser maf ü çanda kurdan hatıne nıvisandın bıde gırtın, qedexe bıke. Wezire hunduri Özaydınlı ü

Yanlış politilca en başta onu güdenlere zarar verir. Politilca gazetesi ise uzun ·süredir yanlış ve sekter bir politikanın örneklerini sergili\tor. O, işçi sınıfı adına, onun görüşü ve çıkarları do~rultusunda yayın yaptı~ını iddia ediyor. Oysa Politilca'nın tutumu bundan çok uzaktır. Gerçekte bu gazete, devrimci hareketin çıkarlarını belli bir grubun çıkarlarına feda eden hizipçi, sekter bir tutum içindedir ve o bıi yolda gerçekleri ters-yüz etmekten çekiniDiyor .

Politika önce DİSK konusunda belli bir bizbin yanlış politikasını lanse etmeye çalıştı ve bu tutum, herkesin bildiği gibi, onlar açısından fiyaskoyla sonuçlandı. Bu hizip ve onların güdümündeki Politika gazetesi, DİSK kongresinin ardından TÖB-DER içinde oyunlara girişti.

POLiTiKA GAZETESi N i N BiR M ARi FETi. ..

Serokwezir Ecevit bı xwe, çend car ın ku bı vi awayi xeberdıdın, lahf il gehfan dıxwın.

Ecewit, hin çend mehan bere qala azadiye dıkır, dıgot, "Erne azadiya ramani jı hemü qeyd ü ~ertan xılaskın " Dıgot "em dıji zulım ü tedaye ne ." Nıha ji ew, dıxwaze hernil şolen xwe bı deste polez ü cendırmeyan pekbine . Lı aliki hezen faşist mina bere ya xwe dıkın, lı aliye dın ew dajoy ser komelen demoqrat, kovar il rojnameyen peşverü,

Em ve CHP'ye baş dızanın. Me zanıbü ku ew xwediye gotına xwe nine. Me zanıbü ku ew şovene kewn e. Ew partiyek bilriüwan e, ü bı xwe faşist nebe ii, bı dıl naçe ser faşistan. Herçıqas qala azadiye bıke ii ew bona karkeran ü gele me azadiyek fıreh naxwaze. Ew çıqa gotınen delal bıke ii disa xızmeta dewlemendan dıke.

Ecevit dıbeie ku, "Ez tu caran fırsende nadıme wan kesan ku dıxwazın welat perçe bıkın ... " Baş e, ye ku dıxwaze welat perçe bıke ki yel Paşverü ü şoven gava qala "perçekıran" dıkın, demoqrat u welatparezen Kurdan, sosvalistan nisan dıdın. Ecewit ii bı van gotın ü kırınen xwe mina wan dıke

Me pır caran got u disa ii dıben: Em s_osyalist ın. Em bawer ın ku gele Kurd ü Tırk dı sazümanek çe da dıkarın bı hevra bıjin ü em yekıtiye dıxwazın. Bona yekıtiye zulme jı ser gele Kurd rakın!

Bırati tevi azadi, ü wekheviye dıbe. Heke lı welateki lı ser hın gelan zulım hebe lı wir yekıti nabe. Heke lı welateki bındest il serdest hebın lı wır wekhevi nabe. Heke hün yekıti ü bıratiye dıxwazın, zulım u zordestiye rakın.

Le em dızanın ku hün nıkarın van tıştan bıkın. Tene xebatkaren Tırk ü Kurd dıkarın dawiya ve sazümana kewn ü zalım binın ü sazümana xwe ya nuh lı ser azadi ü wekheviye sazkın.

Hün nıkarın bı van zulım ü tevdiran denge me bıdın bırin ü nıkarın peşiye lı meşina gele ine dı reya azadiye da bıgrın. Dıbe ku tevdiren we serketına me dereng bexıne. Le pır caran ew ji nabe. Carearan ji zulım, dawiya zulımkaran zütır tine ü tekoşina bındestan leztır dıke ... Ve yeke jı guhe xwe dernexının.

Zagonen diroke jı lahf ü gehfen we xurttır ın. Dirok we dı reya xwe de bımeşe.

u~ursuz kampanyanın yürütüclilü~ünü üstlenmiş. Politika gazetesinin Özgtlrltık Grubu .ile ilgili olarak 15

haziran tarihli sayısında yayınladı~ı Cumali Eşsizo~lu adlı bir kişinin yazısı ise yalan üretmenin nerelere dek vardı~ını göstermek bakımından ibret verici. Bu bay, herzelerle dolu yazısında Özgürlük Yolu yönetimda kalmak için her yola · başvurdu~unu "maceracılarla, Kawacılarla, Maocularla" ittifak kurdu~unu, hatta genel merkezin "faşistlerle sarmaş-dolaş" oldu~unu iddia ediyor!'

Herhalde en başta ilerici ö~retmen kitlesi, TÖB-DER içindeki bu "faşistlerin" kimler oldu~nu merak etmiştir ..

Yazısında "Birlilc ve Dayanışmacı" oldu~u anlaşılan bu Bay, nasıl oyulorda bu kadar pervasızca yalan söyleyebiliyor ve nasıl oluyor da Politika gazetesi de bu düzmeceleri hiç çekinmeden sayfalarına aktarıyor? .. Yoksa bu baylar . ilerici öğretmen kitlesini ve kamuoyunu, ga zetede çıkan her saçmalığa kanacak kadar saf ve dünyadan habersiz mi sanıyorlar?

Birlik ve Dayanışma denen bu grubun mensupları, onların mahut çevreleri uzun bir süredir ki politik mücadelede dürüstçe olmayan yöntemleri kullanmayı bir alışkanlık haline getirdiler. Onlar, her örgütte ve her düzeyde, sosyalistlere ve demokratlara karşı bir çamur atma, karalama kampanyası açmışlardır. Bugün herkes ilke tanımayanların günübirlik politika güdenlerin birgün Bugün TÖB-DER'de örgütlü geniş öğretmen kitlesi ve dost dediğine ertesi gün düşmanca davrananların onlar onlarla birlikte ilerici devrimci çevrelerin çoğunluğu, olduğunu çok iyi biliyor . Ama bu yöntemler kendilerine İstanbul TÖB-DER şubesinde meydana gelen olumsuzlukla- hayır getirmedi ve getirmeyecektir. Onlar e~er bunu ra. Birlik ve Dayanışma adlı grubun yolaçtı~ını biliyor. Bu sosyalist esneklik, beceriklilik sanıyorlarsa kesin olarak grup adı altında TÖB-DER çerçevesinde kümelenenler, aldanıyorlar. Sosyalizm adına böylesine makyavelizm örgüt yönetimini ne pahasına olursa olsun ele geçirmek yapmaya kimsenin hakkı yoktur. için her yola ve yönteme başvurmayı mübah sayıyorlar. Bu Özgürlük Grubu'nun TÖB-DER içinde , örgütün yolda örgütü yıpratmaktan, güçten düşürmekten kaçın- ilkelerine saygılı, sosyalist tavra yaraşır ilkeli bir mıyorlar . Diğer yandan ise hem suçlu hem güçlü tavrı mücadele yürüttüğünü, gerçekiere gözünü kapamayan içindeler . Başvurdukları sosyalistçe, demokratça olmayan herkes biliyor . Bu bayların özgürlük grubuna düşmanlı~ı. yöntemleri başkalarına maletmeye kalkışıyorlar . İstanbul onunla ittifak sağlayamamalarından geliyor. Ancak ittifak şubesinde ortaya çıkardıkları bunalımın sorumluluğunu gerçekten sosyalist ve demokrat yöntemler kullananlarla genel merkeze yüklerneye çabalıyorlar. Basma yalan yapılıyor ; kendilerini bu düzeye düşüren sosyal şovenlerle '---y_a_n_lı_ş __ h_a_b_e_rı_e_r __ a_k_ta_r_ı_yo_r_l_a_r. __ P_o_l_it_ik_a __ g_a_z_e_te_s_i __ is_e __ b_u _______ d_e_ğ_il_. _______________________ ROJAWELAT-SAYFA 2

~ ı . ..

Page 3: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

ÇAR SALi YA REVA AZADi ,, Kovara ÖZG'ÜRLtlK YOLU (Riya Azadi) ku mehe care

derdıkeve dı meha çuyi da bı bejmara 37 - 38 se salen xwe qedand u kete çaran.

Reya Azadi lı hernil maselen welat u dmyaye bı fıkr u a­wayeki şoreşgeri dmıhere. Jı her ku ew kovareke sosyalist e, mafen karleeran ı1 hernil xebatkaran peşda dıgıre, dıji zulım ı1 kedxwariye derdıkeve; bo dmeyek aşıtiye, wekheviye il azadiye şer dıke . Serda ii we tevgera gele kurd e milli u demoqrat daye ser mılli xwe, dı ve babete da gele Kurdıatane u hernil gelen Tırkiye yen dm hışyar dıke, raya azadiye nişan dıde be gele Kurd u gelen dm en pıçuk .

Özgürlük Yolu dı bejmara 7 da destpekır lı ser vije (edebiyat) u folklora Kurdı bı herdu zımanan (Kurdl ô Tırkil neşriyate dıkıı .

Bana ve yeke, derketim Raya Azadi huyerek gıring bı1 u jiyina we ewqas demek dırili bilyerele bej gıringtır e.

Ew ne bı reheti derdıkeve. Jı destpekii heya nıha zulım ı1 tedaye kewneparezan, nıjadparezan, kolonyalistan lı ser we !cem ne bu. Reya Azadi ji mina Roje Welat pır caran bı destil polez, bı bıryar ı1 be bıryara dadıgehan hat komkırm, dı heqe berpırsiyar ı1 belavbren we dawe hatın vekırın ı1 gelele kes hatın gırtın, eza O. cefa ditın. Lı gele ciyan pırtukfıroşan newarın ku we bıfroşın. Nıha ii ew :lcırınen: ku bedadi ranebilne. Kewneparezan lı van mehiln peşin denge xwe bılınd kırın, hukumeta nuh ii gora wan dıke u bin dıxwaze zulme lı ser rojname O. kovaran Kurdi zede bıke,

wan bıde gırtın, mecala lı wan bıgre.

Reya Azadi bu arikariye bazen sosyalist ı1 demoqrat, bı arikariye gelerne ya xebatkar heya iro lı ser piyan ma, jina xwe ajot, meh bı meh bej jı bere xurtır ı1 telcuztır bı1.

Raya Azadi , reke rast nişan da xebatkaran il gele me ye bındest.

Reya Azadi lı ser pırsa gele Kurd bı xurti ,f ~.!!~•ni }n . awaki · aşkere reya . xılasbilne nişan da Got ku ıı,ılasl)fu'ı '~bı ı:: destil xebatkaran dıbe, ne bı destil axan, şexan O.cliO.rjilwab: ' W e got, emperyalizm dufmıne Gele · Kurd O. hem O. gelan e, dosta geHl Kurd ii karleeren hemO. welatan ın, welaten sosyalist ın O. gelen ku şere azadiye dıbn ew ın .

Reya Azadi got, bana azadiye gelen ı1 bana rakırma zulım O. kedxwariye jı jiyina gel,hewce ye karleeren hemı1 welatan u gelen bındest yekbın. Karker, zımane wan, u renga wan çı dıbe bıla bıbe, bırayan hev ın, mafe wan yek e, dujmıne wan ji yek e. Burjı1wazi dıxebıte kıi.rkeran bı hevdu ra dujmı!'l nişande, wan berde hev, le dıve karkar ve yeke bıbinın, bı gotına kedxwaran nexapın, yekıtiya xwe ne hılışinın.

Bana ve yeke, Reya Azadi dıji -Maoizme der ket, xerabiya we ıişanda . Maoist dıxwazın dıjmınahiye bıbn nav refen welaten .osyalist, partiyen karkeran Cı welaten kı bo azadi şerdılcın. Ew ı reya sosyalistiye vegerine, nıha bı van kırmen han hezen ımperyalist ı1 kewneparez ra arikariye dıkın.

Reya Azadi dıjı şovenizma sosya'l derket. kırmen şovenan dı bın perdeyil çepıtiye da, da her çavan. Şovenan ku dıji bındeştiya gebn dernakevın. jı gelan ra azadi naxwazın. bu du kapitaliaten xwe dıçın u karkeran hışyar nakın. Şovenen sosyal, dı dema Enternasyonale duwemirı da aliye burjuvaziya xwe g ırtın. çun tevi wan şerkırın. Ewana dev jı şoreşe ı1 doza ka rkeran berdan. bı1n reformist u dı reça emperyalizme ıla çun.

Reya Azarli bana van xebaten heja gelek dost. gelek ji jıjmın peydakırın. Yen ku Reya Azadi ra dıimınahi dıkın hezen emperyalist u kolanyalist ın. kewnaparôz ııı. Maoist u ıovene sosyal ııı. Lı aliye dın gele me ye xebatkar u hezen sosyalist u denıuqrat yen rast jı Reya Azadi ra yekıtiya xwe nişan dıdın. Gı.tıııen we dı nav gel da roj bı roj zetır bclav dıbın. bıngeh dıgırın. Edi bı hezaran. dehhezaran kes dı l'fJya KU we şani gele me daye reya azadi U SOSyalizm;) da dımeşın . Edi kc;; n ıkan:ı peşiye lı ve meşine bıgıre. Ewe bıbe reya milyanan.

Çarsaliya Rôya Azadi. lı kurdıstane lı pır ciyan hat pirozkırın. Lı lıajaren Kurdıstane bı na ve "~eve n azadi" cı vi n u şah i çebun. Pıı tukxnna bı hejmaren we hat ın xem ıl >ınrlııı. Reya Azadi, 1<:\İ Roja Welat derkete şer çiyan. ket nav m alen gundiyan u w aren koçeran ...

Roja Welaı . bana despekırma çarsa liya Reya Azcı di (Özgürlük 'Yolu) we piroz dıke. arik<ıriya xwe bı "·e nişan dıde U bana Xüb ,;t U jiyina we hin pır salan hewı dık e .

Erne gotın .. ·<we bı bıreki Erıstc rıı asyonale bıq<Cd , ,;cı: Bılındke a;~ dzadiye. Bıde ber bi\. zulım u zor: Harke agıre şoreşgeri. Dem. e. !exe hesıne sor!

öZGüRLüK YOLU 4. YlLA GiRDi Ayda bir çıkan ÖZGÜRLÜK YOLU dergisi geçen ay çıkan

37 - 38. sayısıyla üç yılını tamamladı ve dördtıncil yıla girdi. ÖZGÜRL'ÜK YOLU, tllm yurt ve dtınya sorunlanna

devrimci bir yöntem ve bakış açısıyla etilan bir dergidir. ÇUnkll o sosyalist bir yayın organıdır, ftçilerin ve ıliter ttlm emekçilerin çıkarlannı Inde tutmakta, zultlm ve zorbalıla karşı çıkmakta ve banş, eşltlilt, 6zgtlrltlk dtlnyası için milcadele etmektedir. 0 , aynı zamanda Ktırt halkııwı ulusal demokratik mücadelesini omu.zlamıştır, bu konuda KUrdistan halkını ve Türkiye'nin dlter ttlm haWannı uyarmakta, Ktlrt halkına ve sayıca küçük eliter haWara llzgtlrltlk yolnnu göstermektedir.

Özgtlrltlk Yolu, 7. sayısından Itibaren Ktlrt halkının edebiyatı ve folkloru üzerine Iki dilde (Kürtçe ve Türkçe) yayın yapıyor.

Bu nedenle, Özgtırltık Yolu'nun çıktJtı llnemll bir olaydı, bu kadar uzun bir stlre ya,amau lae daha linamU bir olaydır.

Elbet, onnn çıkışı kolay olmuyor. Ilk sayısından bu yana gericilerin, ırkçılann, ıı6mtlrgecilerin batıkısı onnn Iberinde eksik olmadı. ÖzgOrltlk Yolu da Rofa Welat ıiıbl bir çok kez mahkeme karanyla veya mahkeme kararı olmabuuı, polis tarafından toplandı, sorıunlu mtldtlrleri ve dajıbcılan hallında davalar açıldı, birçok kitf tutuklandı, bash ve işkenceler gördü. Birçokyerde kitapevleri onu aatıaaktan korktular. Biıırtln de bu t1lr kannnauluklar son buhıallf detll. Gericiler bu son aylarda aeslerlnl ytlbelttller, yeni htlktlıııet ise onlann dedltlne uyuyor, Ktlrtçe çıkan dergi ve aueteler üsttınde zulmll arttırmaya, onları kapatıııaya, çıkamu duruma getirmeye çalıtıyor.

Özgflrltlk Yolu 808YaUat ve demokratik attçlerin ve emekçi halkımızın deatetiyle buattne kadar ayakta kaldı, yaşamını sürdürdü, aydan aya daha da attçlendi.

Özgürlük Yolu emekçilere ve boyundanık albndakl halkımıza dotru bir yol pterdl.

Özgtırltlk Yolu Kllrt ulusal sorunu Ibierine yftltçe etlldi. Açık biçimde kurtuluş yolunu pterdl. O, Kurtulu,nn, atalann,şeyhlerin ve burluvalann eliyle detll, ancak emekçilerin eliyle olacatmı söyledi. O, emperyaliıııııhı Ktlrt halkının ve eliter ttını haWann dtlfJIIant oldutunu, Ktlrt halkının dostlannın lae ttım tllkelerin ltçileri, 808yallat tllkeler ve kurtuluş savaşı veren halklar oldutunu söyledi.

Özgtırltlk Yolu, halkiann llzııtlrltlte ulaşmaaı, halkın yaşamında zultlm ve s6mtlrtlııtın son bulması Için ttlm tıll.elerin Işçilerinin ve ezilen haWann birleşmesi aerelttftlni söyledi. işçiler, dilleri ve renkleri ne olana olaun birbirlerinin kardeşleridirler, çıkarlan birdir, dtl1manlan da birdir. BurJuva onlan birbirlerine dtlşman gibi ptermeye, onları çatıştırmaya çalışır; ama ftçiler bu oyunlan alrmeli, sllmllrllcülerin dediklerine kanmamalı, birlllderinl bozmamalı­dırlar .

Bu nedenle Özgürlük Yolu Maoculuta karşı çıktı, onun kötülüklerini gösterdi. Maocular sosyalist tılltelerin çeşitli ülkelerdeki işçi partilerinin ve ulusal kurtuluşlan ıçın mücadele eden halkların arasına düşmanlık sokmak istiyorlar. Onlar sosyaliszm yolundan dllnmüşlerdir, şimdi bu yaptıklarıyla emperyalist ve gerici güçlere hizmet ediyorlar.

Özgürlük Yolu sosyal şovenizme karşı çıktı, şovenierin solculuk perdesi altında yaptıldannı gllzler önüne serdi. Halkların tutsaklığına karşı çıkmayan, haWara özgürltık istemeyen, kendi kapitalistlerinin ardında g;.ıen ve işçileri uyarınayan şovenlerin .. sosyal şovenler 2. Enternasyonal dönemiııde kendi burjııvalarından yana çıktılar, onlarla birlikte savaşa gittiler . Onlar devrimci kavgadan, işçilerin davasından el çektiler, reformcu oldular ve emperyalizmin izinden gittiler.

. Öz~Urlük Yolu bUtUn bu deterli çabalarından dolayı hırhaylı dost ve düşman kazandı. Özgürlük Yolu'na düşmanlık yapanlar emperyalistler, sömürgeciler, gericilerdir ve onların yanısıra Maocular ve sosyal şovenlerdir. Ama diğer yandan emekçi halkımızın ve gerçekten sosyalist ve demokrat)tilçler Özgürlük Yolu ile dayanışma ve birlik içinde oldular. Ozgürlük Yolu'nun dediideri günden güne kitleler içinde yaygınlaşıyor, temel buluyor. Artık binlerce on binlerce kişi onun halkımıza gösterdili yolda llzgllrlllk ve sosyalizm yolunda ilerliyor. Artık kimse bu yllrtıyüşün linünü alam~z. O. milyonların yürüyilşii olacak.

. Ozgürlük Yolu'nun dört yaşına girmesi Kürdistan'ın bırçok yerinde kutlandı. Kürdistan kentlerinde llzgllrlük gecesi adıyla geceler yapıldı, etlenceler düzenlendi. ~itapçıla~ vitrinierini onun sayı)anyla süslediler. Özgürlük 'ı olu , Roıe Welat'la (Yurt Güneşi) birlikte datlara kadar çıktı. köy evlerine ve göçebe çadırianna girdi..

R?ia Welat. Özgürlük Yolu'nun dllrt yaşına girmesi ?~d~~ıyle onu kutlar onunla dayanışma Içinde oldutunu ~·ldmr '"' ona mücadelesinde daha nice uzun yıllar diler.

Sözümüzü Enternasyonaliden bir bölümle bitirellm· Yükselt L.:gürlük bayrakını ' Zıılmü rüzgarlara savur; Körükle devrim ocağını; T<i\'1 geien Uemire \Ltr!

, ..

Page 4: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

KüRDISTAN'IN BIR COK KENTINDE OZGt1RLüK GECELERI COSKUYLA K UTLANDI. HAKKARI OZGüRLüK GECESI:

Ozgürlük Yalu Dergisi'nin dördüncü yayın yılına girmesi nedeniyle düzenlenen gece 4/Ha­ziran 11978 Pazar alcşamı Hakkari de halka sunuldu. Gece halkın büyü k ilgisini gördü . Çevre iller. den gelenler oldu. Mesajlar okun· du. G~cede Alpagut alayı piyesi oynandı ve ilk kez Kürtçe türküler ve marşlar okunarak falklor gösteriler i yapıldı. Gece baştan sona kadar devrimci akır­başlılık ve coşku içinde geçti ve geç vakit dakıldı. ..

SILVAN ÖZGÜRLÜK GECESI:

Ozgürlük Yalu Dergisi 'nin dördüncü yayın yılına girmesi nedeniyle tertiplenen gece halkın bil yük ilgisini gördü, yüzlerce emekçi geceye katıldı. Gecede Emperyalizm ve Sömürgecilik kı · n andı. Kürdistan 'daki baskı ve zulme karşı çıkıldı, Roja Welat

leri sunuldu. Tüm DHKD1erden geceye mesajlar geldi. Dahakın sonu adlı oyun oynandı.

ADANA TOM-DER GECESI:

Adana TÜM-DER gecesi hal­km geniş ilgisiyle karşılaştı. tık kez Adana 'da Kürtçe Devrimci türküler marşlar okundu. Gecede Emperyalizm, SöMORGEClLlK, FAŞIZM ve Kürdistan üzerindeki baskı ve zulüm metotlan kınana­rak sapmalara karşı çıkıldı ve Roja Welat 'ın susturulamayacftkı belirtildi. Gecede Diyarbakır DH~~D Kültür kolu "Dehakın sonu" isimli oyunu sergiledi. Ankara DHKD korosu tarafından Kürtçe türküler ve marşlar ok un. du ve arkasından Ankara DHKD falklor eki bi falklor gösterileri sergilendi. Tüm DHKD1erden ve bir çok devrimci kuruluttan, gelen mesajlar okundu ...

Ceyh•n Özaliri ük Gecesi büyük bir cotlıu ile kutlondı ...

Gazetesi üzerindeki baskılar kı· nan dı, Maa 'culuk ve sosyalizm dışı sapmalar eleştirilip bir kez daha mahkum edildi. Diyarbakır DHKD Kültür Kaliı "Dehakın sonu" isimli oyunu oynadı, Koma Azadi ve Silvan DHKD korosu Kürtçe Devrimci marşlar ve türküler okuyarak geceye renk kattılar. Geceye tüm DH KD' lerden bir çok üye geceyi izledi. Devrimci coşku ve sorumluluk içinde geçen gecede Ozgürlük Yolu 'nun dört yılda aldıkı ya! un sevinci paylaşıldı.

DİYARBAKIR ÖZGÜRLÜKLE DAYANIŞMA GECESİ:

CEYHAN ÖZGÜRLÜK GECESI:

CEYHAN'da DHKD'nin dü­zenledi-ki geceye halk görülmemiş bir ilgi gösterdi. Büyük bir devrimci coşku içinde geçen gece­ye, Ankara DHKD korosu ve falklor ekibi, Koma azadi devrimci marşlar ve türkülerle kat.ıldı, falklor gösterileri sergilendi. Em· peryalizm. sömürgecilik, faşizm, Kürdistan üzerindeki baskılar ve zulüm metotları şiddetle kınandı, Roja Welat 'a özgürlük istendi. Tüm DHKD1erden gelen mesaj· lar okundu ve Adana SGB üyeleri geceye izleyici alarak katılarak mesaj sundular. Gecede Diyarbakır DHKD'nin sergilendi­~ "Dehakın sonu" adlı oyun büyük ilgi gördü ...

YURT DI~ IN DA Ş E\' A WELAT !YURT GF (' ESİI

K l' TL A :'ol D 1

17 Haziran 1978 tarihinde Frankfurt İşçi Dayanışma Deme­~ tarafından kutlanan ŞEV A WELAT (YURT GECESİl FRANKFURT ve çevresinden 700-800 seyirci kitlesi katıldı. Demek Başkanı gecenin açılış konuşmasını yaptı, konuşması sık sık sloganlarla kesildi. Gecede atılan sloganlar ajtı.rlıkla şunlardı; KURDARA AZADI, BIJI AZA· Dt. BIMRE KOLEDARl. KAH· ROLSUN SOMORGEClLlK YA· ŞASIN ÖZGÜRLÜK, ROJA WELAT SUSTURULAMAZ ... Sloganlan salonu çınlattı.

Daha sanra İşçi Dayanışma Demeki'nin ışçı korosu, Roja Welat amblemli atletleri giyerek Kürtçe devrimci marş ve halk türküleri okuyarak seyirci kitle.ıi· ni eaşturdular. Seyirciler de söy­lenen bütün parçalara tem'Po tutarak katıldılar.

Daha sonra Işçi Dayanışma Demeki'nin falklor ekibi Kürdis­tan 'ın çeşitli yörelerinden oyna­nan halk oyunlarını oynadılar . Falklor ekibinde oynayan bütün oyuncular kürt milli kıyafetini giyerek, sırayla Antep. Bitlis, Elazığ oyunlarını oynadılar. Se­yirciler davul-zuma eşlikinde sa­landa halay çekrneğe başladılar . Işçi Dayanışma Derneği tiyatro kalu tarafından hazırlanıp sahne­lenen tiyatro, seyirciler tarafın· dan büyük bir ilgi ile izlendi. Tiyatronun konusu Kürdistan 'da toprak ağalarının köylüler üzerin­deki baskı ve sömürülerini can· lan dı rı yord u .

Geceye sazıyla sözüyle Kürt­çe Devrimci marş ve türküler okuyarak geceye renk katan Dengbej HEVAL seyirci kitlesini coşturdu. Dakikalares alkışlandı.

Daha sonra gece tertip komi·

tesine gelen mesajlar okunınaya başlandı. Gazetemizin gönderdiki mesaj okunduku •zaman dakika­lares alkışlandı. Ve ROJA WE· LAT susturulamaz sloganlan sa­lonu cınlattı.

Gece gayet disiplinli bir (lllkilde geçti. Program bittikten sonra, davul, zurna eşlikinde Kürt işçileri dakikalarca halay çekerek h <ı.sret giderdiler.

Geceye ayrıca Afganistan ök· ' renci biriiki · bir konuşma ile katıldı. Ökrenci b~i geceye başarılar dileyerek Afanistim dev­nmı ve Afganistan 'daki son gelişmeler hakkında Almanca bir konuşma yaptı. Konuşması aynı anda Türkçe, Kürtçe · çevrilip seyircilere sunuldu.

Şeva Welat gecesine yapılan çaknda şöyle deniynr:

"·Kürt halkı üzerinde yıllar· dır baskı ve zulüm politikası uygulayan ırkçı yönetimler hal· kımızın varlıkını inkir ettiler, diline kültürüne ambargo koydu· lar. Horlama ve aşakılama yön· temleriyle bizi Kürt olmaktan utanır duruma düşürdüler. Ama o eziklik ve suskunluk günleri artık geride kaldı. Kürt halkının yaşa· dığı her yerde kitleler bilinçleni· yor ve hızla örgütleniyor. Halkı· mı2:ın emekçileri, halkımızın kade· rini kendi tayin edeceki, baskısız ve sömürüsüz bir düzen için ll' icadele veriyor.

Halkımızın Ulusal Demokra· tik Mücadelesine açıkca saldıran ırkçı, sömürgeci Türk burjuvazisi ve onların boz köpeklerine, çıkar· cı gerici Kürt ağa ve beylerine karşı tavrımız kararlıdır. Hızla geliŞen örgütlü mücadelemiz bu saldırgan çevrelere her gün yeni darbeler indiriyor.

Yalan ve yanlışlarla mücade· lemizi saptırmaya ve bölmeye çalışan bazı grupcuklar da bilerek veya bilmeyerek çıkarcı ve sö· mürgeci çevretere hizmet ediyor· lar . Onlara cevabımız açıktır:

Diyarbakır 'da 15 Haziran 1978'de düzenlenen gece halkın büyük ilgisini gördü . Gecede Sömürgecilik, Emperyalizm, Fa· şizm, Kürdistan üzerindeki baskı v>. zulüm metotları, Roja Welat ü.•.erindeki baskılar şiddetle yeril· d .. Ozgürlük Yalu 'nun rehberlik et ti~i politikanın Kürt Halkı 'nın Kurtuluşu ve Türkiye devrimci hureketinin başarası için şaşmaz hir kılavuz alduku belirtildi. Binlerce izleyici sık sık Roj a \\'el at üzerindeki baskıları kına · van sloganlar attılar. Geceye Bitlis DHKD falklor ekibi, Silvan DHKD korosu ve Korna azadi katıldı. Devrimci türküler ve marşlar okunarak falklor ıı;österi · Diyarbalur özaürlülde Dayanışma Gecesinden bir aörilntü . ..

·Halkımızın özgürlük müca· delesi maceracıların elinde oyun· cak olmayacak kadar ciddi ve sorumluluk gerektiren bir müca· deledir. Biz Kürdistıınlı emekçi· ler halkımızın davasını maceracı akımlara, gerıcı ağa ve bey, takımına teslim etmemeye sonu~ kadar kararlıyız ... "

ROJA WELAT- SAYFA 4

Page 5: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

Her yıl Almanya 'nın Sachum şehrinde kutlanan uluslararas ı

Kemnade fes tivaline çeşitli ulus­lar katıldılar. (Filistin . Şili , Yu· goslavlar, lspanyollar. Portekiz· ler , Almanlar. Kürtler . Türkler vs.) Burada her ulus kendi dil , kültür , müzik ve yemeklerini tanıtmaktadır . Kürt halkı ilk alarak 1976 yılında bu festivale katıldı. !97i yılında Kürt Kültür Komitesi Kemnade festivalinde birinciliği aldı. Almanya televiz· yonu Kürt Kültür Komitesinin 45 dakikalık programını yayınladı .

Bu yıl yine Kürt Kültür Komitesi bir bildiri yayınlayarak

Kemnade festivaline katılacakları ­nı bildirerek. kürt işçi ve öğrenci­lerini Festivale davet etnılşti.

Festival 23 Haziran 1978 Cuma gunu öğlenden sonra başladı.

Festivale katılan bütün uluslara, Halkiara birer Şıtant (yemek) içeceklerin yapılıp &atıldığı yeri verilmişti. Kürt Kültür Komitesi

·kendisine ayrılan şıtantın ün üne üç dilden (Almanca, Kürtçe, Türkçe) hazırlanmış "KÜRT KÜLTÜR KOMITESI" diye bir pankart asmıŞıı. Festival 5 sah­neden müteşekkildi aynanan, s ah­nelenen her oyun 5 sahneden de gösterilmesi zarunluydu. Kürt Kültür Komitesi çalışmalarını di­siplinli bir şekilde sürdürdü . Festivale katılan yüz binin üze­rindeki seyirci kitlesi büyük bir ilgi ile Kürt falklarünü, pandami· mini, korosunu, azanın ı izlediler. Kürt Kültür Komitesi ayrıca bir kitap sergısı açmıştı. Sergide (Ronahi yayınları, Özgürlük yolu yayınları, Roja Welat rooahi, Özgürlük Yolu dergileri, Kürdis· tan'dan çekilmiş olup paster haline getirilen resimleri satıl ­

maktaydı .

Kürt Kültür Komitesi ilk günden itibaren kendi şıtantında

Kürt yemek ve içeceklerini yap· mağa başladı. Şıtantın ö:nüne kurulmuş ızgaralarla şiş kebabı ,

döner, sav ar (Bulgur pilavıl Dani (kayoatılmış buğday, nohut karı­

şık) Naken kelandi (kayoatılmış

nohut) çiğ köfte içeceklerden de şerbet , dew, şerab ve eraqtı. En çok satılan yemek savar (bulgur) dı. Görev liler izleyicilere savar yetiştiremiyorlardı. Kürt yemek · lerini yapan. dağıtan kızlı, erkekli herkes ulusal giysiler giyerek çalışmalarını sürdürüyorlardı.

ilkokul öğretmenler i Sağ lık ve Sosyal Ya rd ım Sand ı ğ ının tem rı u z avı iç inde yap ıl an son gene l kurul unda, seçimle ri , iç in ­de TÖB - DER dlişma nı faş i st üç öğretmen in bu l u nduğu bi r lis te kazand ı.

TÖB - DER iç inde ki politi · k a l ar ı gene l merk eze k a r ş ı o lma k­la somu t la nan " Birlik Dayanışma" Grubu , TÖB -DER düşman lı ğ ını iaşis tl e r le i şbi rli ğ in e kadar götür­me kte n çe kinmedi . Sand ık yö ne­ti minde hakimi ye t sağ l aya ra k , bunu TÖB - DER Gene l Merkez i­ne ka rşı ku lla nmak isteyen bu böllic ü grup; C lk ü Bir ve d i ğer

KEMNADE ENTERNASYONAL FESTiVALi · 1978

Daha sonra Roja Welat amhlemli beyaz atletler giyen Kürt Kültür Komitesinin ışçı

korosu Dengbej Hevalın yöneti· minde kürtçe halk türküleri ve devrimci marşları okudular. 5 şahneyi de çınlatan seslerle çalış­malarını sürdürdüler : seyirciler tarafından en çok alkış toplayan örnek bir karoydu . ..

Festivalde büyük bir ilgi gören; Almaoya gazete ve televiz· yonunda boy boy resimleri çıkan Kürt ozaoı (dengooj 1 HEV AL, okudufıu Kürt devrimci marşlar

ve halk türküleri ile dinleyicileri coşturdu. Dengooj H eva!, Filistin Şairi Mahmut Derviş 'in KIMLİK KARTI adlı şiirinden yaptığı

beste.Yi bıiğlama eşliğinde coşkuy­la okudu. O 'nun , Kürt Halkının

Filistin Halkının haklı davasının

yanında olduğunu söylemesinden sonra Filistin oyuncuları da "KEMNADE ve KÜRTLER" adlı Arapça bir parça okudular . Bu parça da seyirciler tarafından büyük bir coşkuyla alkışlandı.

Festivalde an binlerce seyirci sahne önlerini daldurup, Kürt falklor ekibinin sahneye çıkışını

beklediler. Daha sonra Kürt Kültür Komitesi 'nin falklor ekibi, rengareng milli giysilerle davul­zurna eşliğinde sahneye çıktığı

zaman seyirciler çılgınca alkışla · yıp zaman zaman dans ederek, halay çekerek Kürt falklorünü izlediler . Kürt Kültür komitesinin falklor ekibi Kürdistanın çeşitli

yörelerinde oynanan oyunları ay­nadılar. Bunlardan en çok ilgi gören Elazığ Çayda Çıra oyunuy­du . Gece mumlarıyla sahneye çıktıkları zaman festival yerinin bütün ışıkları söndürüldü . Gece­nin alaca karanlığında mum ışıklarının bir sola bir sağa

dalgalandıkları görülüyorrlu . Da­ha sonra ışıklar yakıldı oyuncular oyunlarına devam ettiler. Gazian­tep ve Bitlis oyunları aynandık­

tan sonra sahneden ayrılan oyun· cular çılgınca alk ı şlandıla r . Kürt · çe. Türkçe. Almanca " isteriz" sesleri her tarafı çınlattı. izleyici· ler sık sık festival komitesine

gidip ; Kürt falklor ekibinin hangi sahnede ne zaman çıkacağını

soruyorlardı. Ve sürekli alarak bütün festivale katılan herkesiri duyacağı bir şekilde "Kürt folklor ekibi falan saatte falan sahnede çıkacak" diye üç dilden anons ediliyordu .

Kürt Kültür Komitesinin sahnelediği ekmek pandamimi oy­nandı . Yine seyircilerin en çok alkışladıkları, Kürdistan 1ı bir iş ­

çinin Almanya'da iş arayışını

canlandıran Almanca, Kürtçe bir sıkeç sabnelendirildi.

Daha sonra Alman ve yaban­cı profesörlerin katıldıkları yaban · cı çocukların e~itim sorunu diye bir açık oturum yapıldı. Bu açık

ot uruma Kürt Kültür Komitesin­den iki temsilci de katıldı. Kürt çocuklarının eğitim sorunlarını tartışıp: " Kürt dili kültürü ve taribi yok olmakla karşı karşıya·

dır . Kürdistan 'da sömürgeci bas· kı , zulüm altıoda eğitim asimileye yönelik ırkçı-şoven bir nitelikte· dir . Almanya'da Kürt çocukları·

FASiSTLERLE YAPILAN "BiRLiK VE DAYANISMA"

ge ric i öğ retme nierin seç iml e ri y le ge len TÖB - DER d lişma nl a rını lis te le rine a lmakla. bi r dö nem d ir TÖB - DER ' li öğretmeni er i n bu­lunduğu sandık yö ne timi ne ye ni­de n ge ri c il e ri sokmu ş o ld ula r.

Bil i nd i ğ i gibi i ö S S Y S bütün ilkoku l öğretmenler in i n zorunlu liye o ldu kl arı bi r kuru -

l uştu r Bu kurulu ş 1976 y ılın d a

yapı l an 17 . Ko ngre'ye kada r bakan lı k yü ksek kade me le rinde çal ı şa n ge ric il e rin arp a lı ğ ı o la rak k u ll a nıl ıyordu.

TÖ B - DER'li c~retme nl erin verd ikleri örgütl ü ça lı şma il e vönetiın ve statü demok ra ti k l eş ­

tirile n i Ö S S Y S da faşis tl erle

om bal/8ft8ız olmalarının nedeni Kürdistan' da zorla Kürt çoc:ukla­noa Türkçe ötrenimin yapılması­du. 7-8 yılda ancak çat-pat Türkçe öğrenen Kürt çocukları

Almaoya'ya geldikleri zaman bu sefer Almanca öğreomeklı. karşı­

laşıyorlar şu durum karşısında

çocuk doğru dürüst hiç bir dili bilmez olup kendi ana dilini dahi unutmak zorunda kalır .

"Bizim önerilerimiz buradaki her ulusun çocukları gibi Kürt çocuklarıda kendi ana dilleriyle öğrenim (ilk ve orta deneeli okullardal yapmaları gerel.ir." dendi. Kürt Kültür Komitesinin önerileri oy birliği ile kabül edildi. (hgili makamlara duyuru· lacak.) Tartışmaya katılan Kürt Kültür Komitesinin temsilcileri kendi sesleriyle 5 dakika Alman­ya televizyonundan naklen göste­rildi .

Kemnade fes t ivali 25 Haziran 1978 akşamı saat 10'a kadar sürdü.

yap ıl a n "birlik ve dayanışma"

sayes inde bu kuruluş yenide n ge ri ye d oğru yo l almaya baş l adı.

Şimdi sandık yö ne timinde demokra tik öğretmen ha reke tinin tesc illi d üşmanl arından Isparta deleges i Ali Özbaşı , Siirt de leges i Saba hattin G üze l, Ela z ı ğ Deleges i i s ın a il Koçan da var .

TÖB - DER Ge ne l Merkezini "karanlık güçlerin ortakları" ola ­rak suçlaya nl a rın bu ko ngre ile "aydınlık" yüz le ri bir kez daha o rtaya ç ı k mı ş o ldu . "UDC"de ye n i b ir basamak mı yoksa? Uğurl a r o la.

ROJA WELAT - SAYFA 5

J

' 1

Page 6: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

ŞERAFETTlN tLÇI NURETTIN YILMAZ

.... "HUKUMETA TIRKAN U KURDAN ... " Dı 5 Gulana çuyi da, lı Medisa Tırkiye lı Ser Kurdan u urdıstane hat xeberdan . Babl!t u armanc ev bu, le kesi nave .urdan u Kurdıstane ne dıani ser zımane xwe. Nave eberdane usa lek4rıbun: "Su ndamavina aliye Rojhılat.. " Çend kes bı nave partiyan u bı nave hukumete derketın eberdan . Ewana, bı tımami qezi dı devedeanin u bırın, lı ser iundamayina Rojhılate" kelam kırın, le tu kesi sedemen undamayine yen bıngehin ne da lier çavan, kesi rasti ne got. wana, çawa perçermokek jı tave dıreve, usa jı rastiye

~viyan. Weki usane, ewana çıma lı ser ve pırse xeberdan ekırıbun? ewana beçare mabun. Jı ber ku, ew demek dırej bu u, merıven siyasi derheqa mesele Kurd erı~i hukumete ıkırın, teşqele derdıxıstın, dıgotın welat dı tehlukeke mezın a ye, ewe perçe bıbe ... Partiyan (hizben) burjuwa, dı şere av xwe da mesele Kurdan dıkırın mane ... Dı ve cıvine da endamek Kurd, mebuse Merdine Nurettin ılmaz ji xeberda. Hin Nurettin nuh derketıbu kursi ku dest bı eberdane bıke, çend endamen qert jı CHP salon terkkırın . wana jı bere da bı şoveni hatıbun nasin u ne dıxwestın ku ave K~ırdan dı "meclisa mezın" da bıbıhisın .. Nurettin dı xeberdana xwe da got ku, rayona Rojhılate ıngo Kurdıstan) ne şunda maye, ew bı qesdi şunda hatiye

ıstın .

Wi got, nıft lı Rojhılate derdıkeve, sıfar, komer, hesın u >sfat lı wır derdıkeve . Jı we rayone gelek elektrik derte (jı liye Gebane). Disa ii lı Rojhılate pavlike u karxane tının. emen mezın , mina Dicle u Ferat lı Rojnılate ne, le ax be av xelk jı tinan m alan bardıke, d ıçe. Deşta Mezopatami lı wi ali ye. Le zıreet bı edeten kewn ,be . Xelk bırçi u tazi ye. Çıma Rojhılat usa şunda maye? Jı er ku ew bı qesti şunda xıstıne. Ser van gotınen Nurettin, gelek endamen Partiya Edalete Partiya Hereka Mılli (hizbek faşist) gırmıken xwe lı masan

ıstın ü kırın qirin, gotın: "We la t k e ri m ek el.. " nurettin gol: "Ez wel a t k eri n akım , h On d ıkı n .. Sed em e ş u nd a hı ş tın a vi ;e la ti sedemen e tnik ın " Nurettin , dı xeberdana xwe da behsa dema çekırına :umhuriyeti! bü ü usa got: "Dı Lozane da ismet Pa ş a dıgo t ku 'Kurdan O Tırka n lı ni ye ki we k bır a şe r k ırıne . We late me we late Tırka n O Kurd an . Dı Mec li sa Enqe re da endam e n Kurdan ji hene . Bona ve ek e Hukum eta Enqere ne te ne hukumeta Tırkan e . her usa ji .u kumeta Kurdan e ı .. " Nurettin got, şovenen nı ha ev pırsen han birkırıne u gele ~e inkar dıkın . Ev siyasetek xelet e. Gele me keribuna welat :axwaze . Ewen ku gele me u kırınen we, para we dı dema ebüna komare da vedışerın, nabinın,ev jı keribune raxızmet

i ık ın . Dı dema xeberdana Nurettin da tevi hın endamen CHP ewe ku pı çek demoqrat bOn ) ü çend endamen AP ye (jı u rd ı s tan e) gule hi zbe n xwe nekırın O jı wi ra ç a pık kuta n,

az i b Cın a xwe ni şa n da n Ev ne ziki 40 - 50 sa li bO ku çave kesek i ne dıbıri dı 1\ e-c lise da be hsa Kurda n bıke . Le lı Tırkive ji ge lek tış t l ı g uhurın . Meclis ji lı ser ewran n a s ekıne . ewe ii xwe hini

ı e bOna kurdan bıke. çare n ine .. Vaxteki lsmet Paşa dıgot "hukumeta me ya Tırkan O :u rd an bı h ev ra ye". Nı ha ji na ve Kurdan lı vi welati qedexe ıüye . Gava lsmet Paşa ew gotın, rojen tenganiye bun .. Nıha ,w gotın wek henek ü yari ye ..

ROJA WELAT- SAYFA 6

BONA ÇI ERISi SER SERAFETliN DIKINL. Lı van roıen paşin hemü kewneparez, şoven -mina Demirel ü Tırkeş ü rojnameyen wan- mina Tercuman, erışi ser wezire avadani Serafetlin ~Içi dıkın . Ew dıbejın Elçi "Kurdçi "ye, dı dema 12 Adare da hatiye gırtın ü ceza xwariye . Dı bej ın Elçi h in ji kurdparezıye dıke ... Ew şovenen han çıma derheqa Serafetlin Elçi d;ı ewqas

teşqele dıkın, armanca wan çıyel Çer te zanin, Serafetlin dı Partiya Edelete (AP) da bu. Dı lista we partiye lı Merdine hat bıjartın. We çaxe kesi denge xwe nekır. Demirel u şeriken wi jı Serafetlin razibun. Le nıha çe qewımiye ku ew dıranen xwe ewqas tuj dıkın ü qireqira wan eL Lı Kurdıstane hın kes dı mabeyna CHP ü AP da tu ferq nabinın. Rast ji CHP dı babete şoveniye da jı AP'ye şunda namine. Serafetlin ii jı AP'ye hatıbü bıjartın le pıştre jı we derket, lı hukumeta nuh bu wezir. Hukurııeta bere da se partiyen kewneparez koalisyon çekırıbün. Jı wan partiyan yek Partiya Hereka Mılli bu. Ev partiyek zetır nıjadparez e u bo sazumanek faşist dıxebıte. Bona ve yeke Serafetlin u çend hevalen wi jı ve koalisyone acız bun, dıji zorkeri ü xwinretına faşistan derketın, u jı partiya xwe veqetin, dest dane Ecevit ku hukumetek nuh sazke. Bı arikariya wan hukumeta nuh sazbü .

Jı ber ve yeke Demırel ü hevalbenden wi jı Serafetlin Elçi gelek emri ne. Lı aliye dın, Serafetlin lı pır ciyan dı golaren xwe da dıji hezen faşist derdıkeve, dıbeje: "Bıla hezen faşist ben pelaxtın, bıla MHP be gırtın." Dıgel ve şerafetlin rabuna maddeyen 141 - 142 (maddeyen zagona· cezayi ku hımber azadiya ramani u tevgıredanen sosyalist u demoqrat hatıne danin) dıxwaze. Bena ve yeke hezen faşist ü kewneparez, dıjımınen karkeran u gele Kurd hersa xwe tinin, erışi ser Serafetlin dıkın. Armanca wan e bıngehin hılweş.ındına hukumeta nuh e. Ew bı ve qireqire dıxwazın beçiya xwe bavejın zabıtan, wan dıji hukumeta nuh derxının. Ew dıxwazın leşkeran bı van çirokan bıxapinın. Ew dıxwazın zore bıdıne hukumete, we bojone ser hezen demoqrat ü gele Kurd. Le hukumeta nuh ji, tu dıbe van listıkan nabine ü pır caran gora wan dıke, dajo ser hezen demoqrat. Hukumeta nuh, xasıma dı babete gele kurd ü mafen wi yen demoqrat da gelek şoven e, yen ku MC'ya paşveril ne kıriye, dıxwaze ev bıke. Le kırenen xelet jı kesi ra yar nabe . Kes nıkare bı zulım ü zorkeri meşina gele me bıde seknandın .

KULP' TA TERöR Diyarbakır 'ın Kulp ilçesine

bağlı Tuzla köyünde 14 temmuzda çıkan bir çatışmada iki jandarma eri ölmüştü. Bunun üzerine ko ­mando birlikleri köyü sarıp eski ve yeni muhtar da dahil olmak üzere köylüleri dayaktan geçirdiler . Ko­mandolar daha sonra köylülerin

· ev lerine girerek eşyalarını ve yi ye· ceklerini tahrip ettiler. Köylüler korkularından evlerini terkedip dağa sığındıktan sonra komando­lar hasat halindeki ürünlerin üzerine gazyağı ve mazot döküp kullanılmaz hale getirdiler.

Kulp ilçesi Demirli köyünü de basan komandolar köylülere gelişi · güzel işkence yaptılar. Bu arada, kadınlara yapılan işkenceye ve kötü davranışa karşı çıkan bir asker, komutanı tarafından ağır biçimde dövülerek komaya sokul­du .

Kulp merkezinde, yeni atanan assubay çavuş Hüseyin Oğuz ile inzibat çavuşu İbrahim Güney halka türlü biçimlerde baskı

yapmakta, tahrik te bulunmakta· dırlar .

Bu kişiler, 19 temmuz gecesi, keyfi biçimde İbrahim Çaçan ve Süleyman Çaçan adlı kişilerin yollarını keserek karakala götür­düler ve orada bir gün süreyle dövdüler. CHP 1lçe Yönetim Kurulu ve Gençlik Kolları İkinci Başkanı A .Hamit Aydın , işyerin­den çıkarken Çavuş İbrahim Güney tarafından keyfi biçimde dövüldü . Kulp ziraat teknisyeni Kasım Ulaş, 10 temmuz gecesi Assubay Hüseyin Oğuz tarafından yolu kesilerek keyfi içinde dövüldü ve hakarete uğradı.

Görüldüğü gibi, Kürdistan 'ın her yanında olduğu gibi Kulp 'ta da so m urgeci güçler, onların maşaları ve uşakları Kürt halkına zulüm uygulanmakta, kendi yasa­larını bile yana itip bildiklerini okumaktadırlar .

" Özgürlük Aşığı", "Halkın Umudu" Ecevit 'in kulaj!'ı çınlasın.

Page 7: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

DiYARBAKlR VALiSi: "öZOüRLüKCü DEMOKRASi" ADlNA OHIO'Yi KAPATTI.

21 KURULUŞ OHIO'Yi NiN KAPATILMASIII PROTESTO ETTi ... Halkımızın ulusal ve demok­

ratik muhalefetini sindirrnek, O' nun özgürlük demokrssi ve sos · yalizm mücadelesini zaafa ujl'rat · mak için sömürgeci-faşist güçler çeşitli yöntemler denemek te, in· sanlık dışı baskı ve uygulamala­rma devam etmektedirler. Süre gelen zulüm ve anti-demokratik uygulamalarm, "özgürlükçü de· mokrasi" havvarisi kesilen CHP' nin ajtırltA'mdaki Hükumet döne· minde daha da yojtunlaştınlmış olmssmda yadırganacak bir şey yoktur. CHP şıven bir gelenejl'e sahiptir. Son yıllarda meydana gelen deA-işiklikler CHP'nin · bu gelenekini terketmesine yetme­ıniştir. Herşeyi oldujl'u gibi "öz· gürlükçü demokrasi" yi de CHP kendine göre yorumluyor. O'nun anlayışında Kürt Halkının ulusal ve demokratik taleplerini, baskı altmda tutmak, dilini ve kültüril· nü geliştirmesine olanak verme­mek "ÖZgürlükçü Demokrasi" nin bir gerekidir. Gerici faşist güçle· rin özellikle son günlerde yojl'un · laştırdtA'ı "Bölücülük" propagan · dalarından etkilenen Ecevit Hü· kumeti Kürt halkının devrimi demokratik güçleri üzerindeki baskılan arttınyar. Diyarbakır DEVRIMCI HALK KÜLTÜR DERNEGt'nin Vali tarafından üç ay süreyle kapatılması da bu uygulamalardan biridir.

Demekte polisin yapttA'ı ara· ma sonucunda bir miktar ROJA WELAT gazetesi ÖZgürlük Yolu dergileri ve yssak olmayan başka yayınlar bulunmuştur. Bunun Ü·

zerine Diyarbakır Valisi, Demeki kapatmış, yöneticileri hakkında da "Kürtçülük·Bölücülük" yap· tıkları gerekçesiyle dava açtırmış· tır.

Diyarbakır Valisi, dikerleri ve sömürgeci güçler, sömürge

halklarm kurtuluş mücadelelerinin baskı ve zulümle durdurulamadı-

jl'mı, durdurulamayacajl'mı iyi bil­melidirler. As ya 'nın, Afrika 'nın ve Latin Amerika 'nın sömürge halklan, ulusal ve sömürgeci boyundurujl'u, sömürge valilerinin baskı ve zulmüne rajl'men kırdı­lar, kırıyorlar. Kürt Halkı da bunu mutlaka başaracaktır. Bur­juvazinin yarattıA'ı düşmanlıkları gidererek Türk halkıyla kardeşli­kini ve dayanışmasını sajtlayacak · tır.

DHKD'nin vali buyrujl'uyla kapatılması karşısında Diyarba­kır'daki tüm ilerici devrimci kuruluşlar basma ortak bir açık· lama yaparak durumu kınadılar; bu tür anti-demokratik uygula­malara karşı dayanışma içinde mücadele edeceklerini kamuoyuna duyurdular . Bu gerekli oldujtu kadar sevindirici bir gelişmedir. Tüm ilerici, demokrat, devrimci kişi ve kuruluşlarm haskılara karşı birlikte davranmaları, eylem biriiki yapmaları tarihsel bir görevdir. Söz konusu basın açık­lamasını aynen yayınlıyoruz:

B AS INA AÇIKLAMA

Burjuvazi ve faşist güçler; her zaman oynanan bir oyunu yeni boyutlarda yeniden sahneye sürmüş ve bu konu-la yojl'un bir propajtanda kampanyssı açmış

bulunmaktadır. özellikle "bölücülük" şiarını

başa çıkarak, bu propajtanda ile amaçladıklan şey; ilerici, yurtse­ver, demokrat ve devrimci saflan zaafa ujl'ratmak, faşizme geçit aramaktır. ·

Halkımızın ulusal demokratik mücadelesini öcü gibi göstererek, bu mücadeleye karşı saf tutulma· sını istemektedirler. Yasalarm te· minatı altmda bulunan demokra· tik demekleri kitle bajtlanndan koparmak, bu demekleri "uarti· nin", "bölücülüjiün" yuvalan i· miş gibi göstermek, gerçek faşist yuvalan, gerici milirakları kitlele­rin gözünden gizlemek ve böylece faşist diktatörlük heveslilerine hareket serbestisi oluşturmak taktikini inceden ineeye örmekte­dirler.

İş başındaki hükümet, de· mokrasi düşmanı faşistterin oyun­Ianna karşı uyanık olacajl'ma sık sık üzerinde titredikini beyan ettijl'i "özgürlükçü demokrasiden" yana adımlar atıp, atılmak iste· nen adımiann da pekiştirilmesine özen gösterecejl'i yerde, demokrssi güçlerinin üzerine yürilmekte, ge­rici çevrelerin korosuna katılmak· tadır . "Bölücülük" ve "anti· ko·

münizm" edebiyatı demokrssi ha­varisi geçinen CHP'yi de sarmış bulunmaktadır.

musal demokratik safiann yanında yer alan demokratik kitle örgütlerinin çalışmalarını ilimizde şimdiye dek anti-demokratik uy­gulamalarla önlemeye çalışanlar bu eylemlerini özellikle "bölücü· lük" yaygarasmm yükseldijl'i bir dönemde demek kapatmaya ka· dar vardırmışlardır . Daha önce demekimiz aranmış ve yasal olarak çıkan , halkımızın ulusal demokratik mücadelesinde önemli işlevi olan ROJA WELAT gaze. tesinin bulunması ve Irak 'ta öldüriilen Kürt df. vrimcisi Leyla Qaaım'm öldürillüşönü kınamak amacıyla hazırlanan bir yazı ile deriPrnizin kütüphanesinde ve ar­şivinl!e bulunan, piyasada ser­bestçe satılan kitaplar gerekçe gösterilerek demekimiz valiliA'in 2.6.1978 tarihli kararı ile üç ay kapatılmıştır. Aynca yönetim ku­rulu hakkında "bölücülük-kürt· çülük" yapıldıA"ı gerekçesiyle da­va açılmıştır.

Diyarbakır D.H.K.D.'nin ka­patılması demokratik derneklere gösterilen tabammülsüzlü!ün özel olarak demekimiz üzeriıiaeki yan­sımasıdır. Halkımızın ulusal de­mokratik mücadelesinde yerını alan D.H.K.D.'yi bölücü saymak hiç kimsenin haddi deltildir.

Halkımızın demokratik talep· lerini öcü gibi göstermek isteyen· lere, demokrasi güçlerinin ilerici· !erin, yurtseverlerin, devrimcilerin ve kardeş demokratik kitle örgüt·

lerinin verecejl'i cevap tektir: Asıl bölücüler sizlersiniz 1 •••

D.H .K.D.'yi kapatmak ger· çekten bölücü olanlardan yana tavır koymaktır.

D .H.K.D.'yi kapatmak fa­şistlerin , gericilerin ekmejl'ine yak sürmektir.

D.H.K.D.'nin demokratik·­devrimci mücadelesini yalnıztaş­tırmak, onu işlemez hale getirmek ittifaklarmdan koparmak oyunla­rına karşı tüm ilerici, yurtsever, demokrat ve devrimci kesimlerin uyanık davranacaklan inancmda­yız.

Demokratik kitle örgütlerine yönelik anti-demokratik uygula­malara ve özel olarak D.H.K.D' nin kapatılmasına karşı verilecek mücadelede tüm ilerici, yurtsev e,·, demokrat kamuoyunu, kardeş de· mokratik kitle örgütlerini ve basını saf tutmaya çajl'ınyoruz. 7.6.1978

Demokratik Kitle örgütleri üzerindeki baskılan ve Devrimci Halk Kültür Demeki'nin Kapatıl­masını Kınayan Kuruluşlar;

D.H.K.D. TÜM·DER D.D.K.D TOB·DER D.Y.O.K.D. ASDK·DER D.ü.F.F.O.D. D.D.K.A.D. DYDYOOD DEV-HALK-DER DUOD DDGK·DER lGD lMO İKD BAGIMSIZ GIDA-İŞ GENÇ-ONCÜ GEB POL·DER SGB İNŞAATÇILAR VE BOY AClLAR DER.

iSKENCEYLE öLDüRüLDüLER 14 mayıs pazar günü Demer­

tepe (Gırhesınl karakolunda gö­revli jandarma ekibi tarafından, akşama doğru, Fahrettin ve Süleyman adlarında yaşları 21 -22 civarında iki genç; 14'ün akşamında Demirtepe civarında sınır koruma ekipleri tarafından işkence edilerek dipçik, kasatu­ra ve benzeri yöntemlerle kafa­ları ezdirilerek öldürüldükten sonra kaza süsü verilmesi için Reo askeri arabasıyla kafalarını ezmişlerdir.

Öldürülen her iki genç daha önce yine aynı ekipler tarafın­

dan para karşılığında Suriye'den Nusaybin sınırından Türkiye'ye geçirilmişlerdir. Tekrar Suriye'ye geçirmek bahanesiyleq bu iki genç köyden akşama doOru saat 18.00 sıralarında alınmışlardır. Buğday tarlasında bekletilerek karanlık bastıktan sonra yukar­da izah edildiği şekilde işkence ile öldürülmüşlerdir.

Öldürülen gençler büyük kaçakçıların sırt harnallığını ya­panlardan ikisiydi.

llişikteki fotoOraflar öldürü­len gençlerin hastahenede gizli olarak çekilmiş fotoOraflandır.

ROJA WELAT- SAYFA 7

Page 8: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

Geçtiğimiz mayıs ve haziran ayların­da "bölücülük" yaygaraları görülmemiş boyutlara vardı. Bir yandan büyük tirajlı burjuva basını, diğer yandan her tarden burjuva politikacısı, gericiler, faşizm heveslileri ortalığı uelueleye verdiler. Bu arada Bay Demirel gibileri, bu vurgun ve talan düzeninin pisliklerini g;özlerden gizlemek, yitirdikleri iktidar koltuğuna yeniden yapışmak için paslı anti komü­nizm silahını da bolca kullanmaktan geri kalmıyor/ar.

Once, solculuk maskesi takınmış "Aydınlık" adlı Maocu gazete ortalığı bulandıran manşetler attı. "Irak'tan gelen silahlı bir gruJ1 sınırı aşarak Şemdinli'ye girdi" (26 Mayıs). "Irak'tan Hakkari'ye giren Sovyet taraftarları köyleri yajtmalı­yor" (5 Haziran)

Daha sonra Hürriyet gazetesi, MIT kaynaklı olduğu kuşku . götürmeyen ve gtlZetenin baş sayfasını kaplayan haberler­le kamuoyunu heyecana boğdu. Hürriyet'e göre, Iran Şahı, kendisini güç durumdan kurtarmak için dikkatleri başka yana çekmek istiyor ve Türkiye ve Irak 'ta Kürt sorununu kışkırtıyordu. Hürriyet, SA VAK adlı Iran istihbarat örgütünün Türkiye 'de KA VA adlı bir örgütün kurup finanse ettiğini yazdı. Yaşar Değerli 'ye yapılan suikasti bu örgütün eylemi olarak gösterdi. Kürt, Ermeni ve Rum örgüt­lerinin ilişkilerinden sözetti ve Kava 'nın militanlarını dağlara çıkardığını bildirdil

Bu nedenle 9e MIT, SAVAK'la ilişkilerini kesmisti.

Ancak, zaman zaman MIT kaynaklı bu tür haberlere sansasyon yaratan, ortalığı bulandıran ve bu yoldan bir hayli de yükUna tutan Hürriyet'in verdiği haberler birbirini tutmadı. Daha sonra KA VA 'nın Iran 'a ihanet ettiğini yazarak bu çelişkileri kitabına uydurmaya çalıştı.

Gerici burjuva basınının, Maocuların, ırkçı ve militarisı tayfasının bu yaygarala· rı oldukça karmaşık bir manzara gösteri­yor. Kimin neyi amaçladığı, nereye varmak istediği ilk bakışta kolayca anlaşı· lamıyor. Ama Kürdistan 'da yakın geçmiş­te olup bitenler günümüzdeki gelişmelerle ve Türkiye, Irak ve 1ran 'daki gelişmelerle, dünyadaki emperyalist sosyalist ve Ma­oist hedeflerle bir diyalektik bütünlük içinde ele alındıkları zaman bu yaygarala· rın nedenini anlamak, kimin nereye varmak istediğini kavramak güç olmaya­caktır.

Irak 'ta Kürt halkının 1961 yılında başlattığı silahlı mücadele 1970 yılında Irak Kürdistanı 'na otonomi tanıyan bir andlaşmayla sonuçlandı . Ancak ırkçı Baas rejimi bu antlaşmaya da saygılı davran­madı ve onu çiğnedi. Diğer yandan Irak Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketinde bu yıllarda tutucu - unsurlar ağır bastılar. Yanlış bir politika izlediler, hareketi ABD emperyalizminin ve gerici Şahlık rejiminin düm en suyuna iterek Dünya 'daki ilerici güçlerden ve bizzat Irak'taki ilerici güçlerden tecrit ettiler. Kendi deyişleriyle, güvendikleri emperyalist dostları ve Iran gericileri onlara "ihanet" ettiler, "aldattı· lar". Onların bu yanlış ve gerici politikası da ırkçı Baas rejiminin planının uygulan-

1

1975 v•lıncb pe$111ergeler Kurdistan masını ve Kart halkının naRlı özgürlük mücadelesinin yenilgiye gitmesini ·kolay­laştırdı.

Irak hükümetinin otonamiyi gerçek­leştirmekten kaçınması üzerine 1975 yılında savaş yeniden başladı. Ama Irak 'la Iran arasında Cezayir'de varılan uzlaşmadan sonra Barzani liderliğindeki KDP üst yönetimi savaşı durdurarak lran 'a çekildi. Irak Kürdistanı'ndaki silahlı mücadele çözüldü. Irkçı Baas rejimi kürt halkına karşı bir terör, sindirme ve eritme uygulamas .. na girişti. 300 bin Kürt köylüsü yurtlarından zorla koparılarak güneydeili çöllük alanlara sürüldüler. Yüzlerce Kürt yurtsev4i kurşuna dizildi. Daha önce Kürtçe öğrenim yapan okullar peşpeşe kapatıldı/ar.

Bu baskı ve zulmün Kürt halkının yeni direnmelerini doğurması kaçınılmaz­dı. Nitekim çok geçmeden 1976 yılında yeni partizan birlikleri ırkçı Baas rejiminin zulmüne karşı direnme başlattılar. Bu direnme zamanla giderek güçlendi. Irkçı, rejim, uzun süre bu direnmeyi Dünya kamuoyundan gizlerneye çalıştı. Ancak günümüzde, artık bu direnme gözlerden saklanamayacak duruma gelmiştir. Baascı zorbaların 1977 yılında Kürt partizan hareketini ezmek için Kürdistan 'da yürüt­tükleri askeri operasyonlar başarısızlıkla sonuçlandı. Kürdistan 'da silahlı hareketi yürüten birliklerin komutanı hükümete gönderdiği bir mektupta, savaş yoluyla Kürdistan 'daki mücadelenin önlenemeye­ceğini, Kürt sorununa barışçı bir çözüm bulunmasını önerdi. Ancak bu olumlu öneri bu komutanla birlikte 50 kadar subayın emekliye ayrılmasına yolaçtı. Güç duruma düşen cunta, geçtiğimiz aylarda pek çok.subayı, Irak Komünist Partisi yöneticisini ve bizzat birçok Baas partisi ileri gelenini (bunlar Takriti Cuntasının

1 . .

politikasını eleştirenlerdirl tutuklattı. Bir çok subayın ve 21 kadar komünist partisi yöneticisinin kurşuna dizildigi artık herkesçe bilinmektedir.

Irak 'tak i ırkçı Baas rejimi işte böylesine güç günler yaşamaktadır. Onu bu duruma düşüren, bir yandan Kart halkına, diğer yandan genel olarak Irak halkına karşı uyguladığı ağır baskı ve zulüm politikasıdır. Bu rejim Irak 'a demokrasi getirmedi. Sosyalistlik iddiala­rına karşılık, işçi sınıfı üzerinde en ağır baskıları uygulamaya devam etti. Nitekim ulusal cephe içinde bulunan Komünist Partisine karşı güdülen politika, bu partinin yöneticilerinden bile birçok kişinin idam edilmesi bunu açık biçimde gösteriyor. Diğer yandan Baascı rejim bölgedeki en gerici güçlerle, Iran Şahı, Umman Sultanı ve benzer gericilerle, bunların arkasındaki emperyalist güçlerle birlikte bölgedeki halklara, ulusal kurtuluş hareketlerine karşı gerıcı bir cephe oluşturmuş, Filistin halkına desteği ise parlak sözlerden ibaret kalmıştır. Baas her bakımdan iki yüzlü bir burjuva politikası gü tm ektedir ve zaten Irak 'ta bütün çabasını burjuvaziyi palaz/andırmaya ver­miştir.

Irkçı Baas rejiminin içine düştüğü bu güç durumda onun gerici yönetimine en büyük darbeyi Kart halkının direnme güçleri indirmektedir. Ancak ne yazık ki Irak :({ürdistanındaki Yurtsever güçler şu dönemde birlik olmaktan uzaktırlar ve bir süreden beri düşmanı bir yana bırakıp kendi içlerinde çekişmektedirler.

Irak Kürdistanında, 1975 yılına kadar K .. : ·! halkının ulusal mücadelesini yöneten

örf( · KDP (Kürdistan Demo' ·cat Partisil idı Ancak bu örgüt özellikle s ..>n dönemde son derece yozlaşmış, içerde parti organları çalışamaz duruma gelmiş,

Page 9: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

T NIN D

·nsiyatif tümüyle gerici burjuva, feodal, ışiretçi unsur/ann eline geçmiş; dilter Jandan da hareketin ipleri ABD emperya­izmi ve gerici Iran Şahlıftına teslim · dilmişti. Bu talihsiz gelişim bilinen sona ı/aştı. Kürt halkının haklı ve güçlü izgürlük mücadelesi emperyalizmin ve ;erici güçlerin çıkarlarına alet edildi. lericilerin mücadeleyi tuzatta düşürmeleri :zerine KDP yönetimi çözüldü ve n ücadeleyi terketti.

Ancak Irak Kürdistanı'nda kök · almış ve geniş yıltınlan kucaklamış ;zgürlük mücadelesi söndürülebilecek ·insten deftildi. Daha bir yıl geçmeden 1urtsever güçler yeniden toparlandılar, irgütlendiler ve partizan savaşını başlat­· ılar.

Bu dönemde örgütlenme ve mücadele ) aşlıca iki odakta oldu. Bunlardan birini '<:ürdistan Yurtsever Biriitti (Yekıti Nıştı­nanı Kurdistan) oluşturuyor. Bu birlik, .'<:ürdistan Marksist - Leninistleri Orgütü, f(ürdistan Sosyalist Hareketi, Kürdistan Köylü Orgütü gibi birkaç örgütten Jluşuyor. Biriitin Suriye Baas Partisi'nin vayın organı El Baas gazetesinin 2 ·emmuz 1975 tarihli sayısında yayınlanan \ uruluş bildirisinde, Irak Kürt Ulusal 'fareitetinin içine düştü/tü hatalar eleştiri­'iyar ve şöyle deniyordu:

"Devrimci kitlelerin mücadelesi ol­nadan ve mücadele emperyalizme, siyoniz ne ve dikta yönetimine karşı Arap halk <itlelerinin mücadelesi ile birlikte bir ılusal birlik cephesi ile dayanışmaya ~irmeden, Kürt halkının emperyalist mlümden ulusal baskıdan ve ,sınıfsal ıömürüden kurtulması mümkün dekildir" 'Bakınız: Özgürlük Yolu, sayı 3)

Dilter yandan Kürdistan Demokrat 0 artisi ise 1976 yılında bir parti konferansı ·oplayarak "Geçici Komite" adı altında 1eniden örgüt/endi. Konferansa sunulan ızun raporda, partideki yozlaşma, emper­' alizme ve gerici Iran şahlıftına teslimi­' et politikası uzun uzun anlatılmakta, izeleştiri yapılmakta ve partinin bundan )öyle izleyecefti politika izah e"dilmektedir. Bakınız: Irak Kürdistan Demokrat

0 artisi Yeni Stratejisi , Üçüncü Dünya ı' ayınları)

Bu raporda, Kürt halkının ulusal !emokratik mücadelesinin emekçi kitlelere tayanması, feodal ve burjuva unsurların .·önetimden uzak tutulması, emperyalizme :e gericiliğe karşı kararlı bir politika zlenmesi ve sosyalist ülkelerle, ulusal ' urtuluş hareketleriyle kapitalist ülkeler­Ieki işçi sınıfı partileriyle dayanışma çinde olunması sık sık tekrar/anmaktadır.

Her iki örgütün de yayın/arına, ı ildirilerine bakıldığında bunların oldukça /oğru, ileri şeyler önerdikleri görülüyor. {ncak bu ikisi bugüne kadar benzer şeyler öylemek/e birlikte biraraya gelernemiş am tersine Irak Kürdistanı 'nda sürekli larak çekişmişlerdir. Bu çekişmenin son •erdesi, Hakkari'deki olaylar nedeniyle "ürkiye basınına da yansıdı. Her iki örgüt ınır boyunda sert bir silahlı çatışmaya ;irdi/er. Bu çatışmalar Kürt halkının !üşmanlannı sevindiriyor ve en başta, (ürt halkına karşı bir eritme, yoketme

1 2~

L .ı"f!v

1 kampanyası"a girişmiş olan kanlı Baas rejiminin işini kolaylaştmyor .. Bu çatışma­lar neden kaynaklanıyor? hic kuşkusuz, yurtsever güçleri birbirinden ayıran, onları çatıştıran gelişmelerin altında yatan nedenler vardır.

Bildiri/erde, raporlarda güzel ve doğru şeyler yazmak yetmez, kişinin doğru yolda olup olmadığının en ıyı gösteresi pratiktir. Bugünkü geniş çaplı çatışmalan yaratan olaylar dizisi, Irak Kürdistanında en az iki yıldan beri sürüp geliyor.

Baştan şunu söyleyelim ki, Irak Kürdistanındaki özgürlük mücadelesinin örgütlenmesi ve yönetimi oradaki devrimci güçlere düşer. Biz gerçek anlamda yurtsever ve demokrat olan örgütlerin güçlerin hiç birine düşmanlık yapmayız, onların içişlerine karışmayız ve onların en sfkı birlik ve dayanışmayı oluşturmalarını isteriz. Ancak eğer Irak Kürdistanındaki devrimci hareketin kaderiyle ilgili ve Kürdistan 'ın diğer parçalarındaki durumu da etkileyen gelişmeler varsa Kürdistan 'ın dilter parçalanndaki devrimciler de buna ilgisiz kalamaz/ar. Onlar en azından uyancı görevlerini yapmak zorundadırlar.

Bugün çok kişi, Irak Kürdistanı'nda­ki yurtsever güçleri karşı karşıya getiren ve olayiann Türkiye sınırına da sıçraması­na yolaçan bu çatışma/ann içyüzünü merak ediyor. Bize göre, olayların biçimsel yanından, ayrıntılanndan çok onlara yolaçan nedenler önem taşıyor. Bu derece olumsuz gelişmelere yolaçan nedenler acaba örgütsel rekabetten mi kaynaklanı­yor? Kurtuluş hareketlerinde çeşitli yurt­sever örgütler arasında rekabet ve sürtüşmelere rastlanması doğaldır. Ancak bu çekişmeler ideolojik ve politik çekişme­düzeyini aşıp silahlı çatışmaya varmışsa ve taraflar, hem de düşmanın ağır saldırısına uğradıkları bir zamanda, onu bir yana bırakıp birbirleriyle hesaplaşma­ya çalışıyor/arsa o zaman bu çatışmayı doğuran nedenler çok daha ciddidir.

Yezidi Kürt savaşçısı ...

Irak Kürdistanındaki bu çatışmanın kökeni, Irak Kürt Ulusal Kurtuluş Hareketinin son 15 yıllık gelişimini izlemiş olanların bileceği gibi Barzani ve Tatabanı arasında bir bölünmenin patlak verdiği 1964 yılına kadar uzanır. Bu bölünme taraflar arasında silahlı çatışmaya kadar vardı, "sol" 'olarak nitelenen Talabani, lbrahim Ahmet ve arkadaşları parti yöne­timinden tasfiye edildiler ve hain olarak suç/andı/ar. Daha sonraki yıllarda, Sovyet ler Birliği ve Bağdat Hükümeti arasında yapılan dostluk antlaşmasının ve KDP yönetiminin ABD 'ye yanaşmasının da etkisiyle KDP içinde sol daha da tasfiye edildi, sağ kanat örgüte tümüyle hakim oldu ve kitleler arasında anti-sol bir hava estirildi.

Talabani ve arkadaşlarının ve diğer birçok sol unsurun yeniden sahneye çıkışı ve Irak Kürdistanındaki yeni direnme hareketinde etkinlik kazanması 1975 çözülüşünden sonra oldu. Bilinditti gibi Talabani, şimdi Irak Kürdistanında oluşan Kürdistan Yurtsever Biriittinin !id eridir.

Bu arada KDP adına hareketi sürdürenler de, yukarda belirttittimiz gibi bir parti konferansı toplayarak "Geçici Komite"yi oluşturdular ve geçici komite sol bir mücadele hattı benimsediftini ilan etti. Ancak akla şu soru geliyor:

KOP şu kısa dönemde ciddi anlamda yeniden örgütlenip Geçici Komite'nin ,raporunda belirtilen ilerici ilkelere uygun olarak saflarında gereken temizliği yapa­bildi mi? Anti-emperyalist ve ilerici bir politikayı saflarına benimsetebildi mi? Ve raporda belirtilen yaz ve gerici unsurların etkinlikini silebiidi mi?

Açıktır ki bunun için örgütsel, politik ve ideolojik düzeyde uzun bir mücadele vermek gerekir.

Bugün KDP'nin tabanında emekçi ve aydın kesimlerde ilerici yönde bir kaynaş­ma var. bunlar emperyalizme ve gericiliğe karşı tavır alınmasında, sosyalist ve ilerici güçlerle dayanışmadan yana/ar. Bu elbette son derece olumlu bir gelişme . Biz bu gelişmeden ancak memnunluk duyarız ve KDP 'nin gerici, tutucu unsurlardan arınarak yurtsever, ilerici güçlerin yönUın-

dirdifti bir örgüt haline gelmesini isteriz. Ditter yandan bunun kısa bir sürede başarı/amayacağı da açıktır. Dün parti yönetimini elde tutan gerici ve yoz unsurlar buna karşı direneceklerdir. Böyleleri varlıklarını , etkilerini korudukça emperyalizmle ve gerici Iran Şahlığlıyla kurulmuş olan bağlar da bir anda koparılmış atılamaz ve onların hareketi etkilemeleri önlenemez.

Nitekim Irak Kürdistanının kuzey kesiminde olup bitenler, herşeyin raporda yazılı olduğu gibi ıyı güzel biçimde cereyan etmediğini gösteriyor. Bir kısım aşiret reisleri, ağa kişiler yine başrollerde oynuyor/ar. Vnlü Paraztın örgütünün şefi Ebu Anter gibilerin Hakkari yöresinde serbestçe ikamet edip MIT şefleriyle kuzu luzarttıftı herkesee biliniyor. Hiç kuşkusuz böyleleri emperyalizmin ve gericiliğin teşhir ve tecrit edilmesi mücadelesine katılmıyorlar ve katılamazlar. Onlann

.(Ardi arka sayfadtz}

Page 10: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

~

kendileri yoğun gerici ilişkiler içindedirler. Bu gerici çevreler, yurtsever güçlerin

karşı karşıya gelmesiyle ve bugiınkü yoğun çatı.5malarda büyük rol oynadı/ar. Bunlar, güçbirliği önerilerini reddettiler. Sabote ettiler. Kürdistan Yurtsever Birliğinin militanlarını köylülere ' cahş (hain) diye gösterdiler ve köylülere "onları gördüğünüz yerde yakalayın, silahları sizin olsun, kendilerini bize teslim edin" dediler. Birçok yurtseveri devrimeiyi öldürdüler.

Bu uzlaşmaz tavrın ve düşmanla çarpışan yurtsever güçleri arkadan vur­manın anlamı nedir?

Gerçek şu ki; 1975 öncesinde Irak Kürt Ulusal Hareketi içinde ilerici ve gerici unsurlar arasında varolan mücadele bugün de devam ediyor. Ağalar, şeyhler, aşiret reisleri, işbirlikçi burjuvalar ve onların uşakları için önemli olan Kürt halkının kurtuluşu değildir. Onlar Kürt toplumu üstünde kontrolü yitirmemeye çalışıyorlar. Onlar dün Kürt halkının mücadelesinde ipleri ele geçirdiler, bu mücadeleyi sattılar ve kendi yerlerini korudular; bugün de bunu yapmaya çalıŞıyorlar. Onlar Kürt halkının gerçek devrimci mücadelesinden, işçi ve köylüle­rin örgütlenmesinden arküyorlar, sınıf olarak, zümre olarak tarih sahnesini terketmek istemiyorlar.

Bu gerçeği görmedikçe, düşmanın saldırılarının yoğunlaştığı bir dii.rıemde düşman güçlerin kuşatması altında halkı­mızın birbirine kırdırıtmasının nedenlerini anlamak mümkün olamaz.

Bu gerçeği görmek ve bu oyunların bozulmasına çalışmak her yurtseverin görellidir ve hiç kuşkusuz bizzat KDP içindeki geniş yurtsever çoğunluğa, ilerici ve demokratlara ve son parti konferansı­nın tespit ettiği ilkelere yürekten bağlı olanlara da önemli görevler düşmektedir. Onlar KDP içindeki gerici unsurlara, emperyalizm ajanlarına karşı ciddi savaş açmalı, onları saflardan temizlemeli, yurtsever birliği baltalamalarma engel olmalı, örgüte ilerici, yurtsever bir politikayı hakim kılmalıdırlar. Bu yapıl­madıkça bu yolda ciddi çabalar harcan­madıkça, durumun değiştiğine, "yeni stratejilere" dair parlak sözler boşlukta kalacaktır.

Elbette Talabani ve arkadaşlarının da dün önemli hatalan olmuş olabilir ve bugün de hata yapabilirler. Örneğin Irak Kürdistanı 'ndaki bu sartüşme/erin Türki­ye K ürdistanına taşırı/masında ve kimi yerde saf kitlelerin, yurtsever unsurların karşı karşıya düşürülmesinde her iki tarafın da hatası vardır. Irak Kürdistanın­daki yurtsever harekete destek olmak elbette tüm Kürt devrimci ve demokratla­rının görevidir. Ancak onların da Türkiye Kürdistar;ıındaki devrimci hareketin işleri­ne karışmak tan, orada sorunlar yaratmak · tan kaçınmaları gerekir. Diğer yandan Yurtsever Birliğe mensup güçlerin bazı çevrelerce yanıltıldık/arı da görülüyor. Bunu önceden farkedememek, bazı sağlık­sız çevrelerin abartılmış bilgilerine göre davranmış olmak da bir hatadır.

Bugün Irak Kürdistanındaki yurtse­ver güçlere düşen, gerıcı unsurların, sekter/erin oyunlarını bozup ırkçı Baas rejiminin saldırılarına karşı birlik sağla­maktır. KDP'nin Avrupa'daki temsilcisi olduğu söylenen lsmet Şerif Vanlı da son aylarda yayınladığı bir bildiride bu konuya değiniyor ve Iraktaki yurtsever güçlerin karşı karşıya gelmiş olmasını büyük bir olumsuzluk olarak niteliyor, bu biçimde zafere ulaşılamayacağını, kısa sürede yurtsever güçlerin birliğini sağla­manın zorunlu olduğunu söylüyor. Gerçek de bövledir. Bu iç çatışmadun karlı

çıkacak olan yalnızca Kürt halkının düşmanları ve en başta da ırkçı Baas rejimidir.

1975 çözülmesiyle gericiler ve onların politikası büyük bir darbe yedi. Gerici/er, 1975 yenilgisinin suçunu sosyalist ülkelere ve toplumdaki sol güçlere yüklerneye kalkıştılar. Ama bu gerici propaganda kısa sürede yıkıntıya uğratıldı. Kürt halk kitleleri bugün artık ancak devrimci bir politikanın emekçi kitlelere dayanan ve onların çıkarını başta tutan bir hareketin ülkedeki ve dünyadaki sosyalist ve ilerici güçlerle dayanışma içinde halkımızı kurtu­luşa götareceğini ıyı kavramışlardır. Bugün Kürdistan 'ın her parçasında emek-~ çi yığın/ara dayanan devrimci hareket hızla gelişip serpiliyor. !şte bu durum

Kürt halkının düşmanlarını, onu. baskı altında tutan, sömüren gerici rejimleri, emperyalistleri de ürkütüyor. Onlar da dört bir yandan bu hareketi durdurmak, bölap parçalamak, ezmek için çaba gösteriyorlar. Kürt halkının yurtsever güçlerini karşı karşıya getiren gelişmelerin arkasında onların parmakları vardır.

Gerici Şahlık rejimi, Irak Kürt hareketiyle kurduğu ilişkilerle bu hareketi oyuna getirmeyi başardı, kendi çıkarlarına uygun biçimde yönlendirdi. O bir yandan bu hareketi Irak 'la olan sorunlarında bir araç olarak kullanıp ırkçı Baas rejiminden tavizler kopardı, diğer yandan da bizzat Iran Kürdistanına da sıçrayabilecek bir Kürt ulusal hareketinin önünü aldı. O ilerde de Kürt hareketinin içine sızmaya Kürt gericilerinden yararlanmaya, onu kendi çıkarlarına kullanmaya elbet çalışa ­caktır. Bugün Şahlık yeni bir bunalımla karşı karşıyadır ve onu ayakta tutan güçler ·arasında !ran Kürdistanındaki bir kısım ağa/ar, aşiret reisieri de bulunmak­tadJr. Iran 'ın Türkiye'deki bazı gericiler/e diyalot_a, ; girmesi de doğaldır. Maocu Aydınlık gazetesinin bir yandan Irak Kürdistanındaki devrimci harekete saldı ­rırken, onu "Irak'ta ve Türkiye'de karışıklık çıkartmak" diye nitelerken diğer yandan !ran Şahını savunmaya kalkışması da ilginçtir. Bu konuda da Maocular emperyalizmle, ırkçı Ba.as rejimiyle, gerici Iran şahlığıyla ve Türkiye'deki burjuva şovenler/e aynı parale/e düşmüştür.

Aydınlık Kürt sorunuyla ilgileniyor ve sözde ulusal baskıya karşı görünüyor. Ama diğer yandan , tıpkı Hürriyet gazetesi gibi o da Kürt halkının mücadelesini "karışıklık çıkartma" diye niteliyor, burjuvaziyi Kürt halkına karşı kışkırtıyor. Maocular Kürt halkının mücadelesinin devrimci bir doğru/tuya girm~sinden, sosyalist ülkelerle dayanışma kurmasın-

dan telaşa kapılıyorlar. ABD emperyalist­lerinin de bu soruna yak/aşma biçimi bundan farklı değildir. Aydınlık bu işi Hürriyet gazetesind.m çok daha akıllıca, örtülü biçimde yapıyor.

Bölücülük yaygarasını son dönemde arttıran Demirel, Türkeş ve tayfalan Türkiye-Irak sınınndaki çatışmalan da iç politikada gereği gibi sömürdüler ve "hassas çevreler" üzerinde bir tahrik unsuru olarak kullanmaya çalıştılar. Bunların bölücütak yaygarasından amaç­lan Ecevit Hükümetini düşürmektir. Onlar, hükümeti devrimci ve demokratik güçlerle karşı karşıya düşürmeye, sert tedbirler almaya yöneltmek ve böylece daha da zayıflatıp çökertmek istiyorlar. Bu tahrik ve saldırılar, en azından Ecevit

• Halılı.ari'de

kitleler Ecevit'i

"Kahrohun sömürwecililı

YataiiR özaürlülı"

slopnlanyla lıa,.aladılar . .-

• Hükümetini demokratik güçlere karşı olumsuz tavırlara yöneltiyor ve faşist saldırganlığa karşı ciddi tedbirler almak­tan alıkoyuyor.

Ecevit hükümetinin tutumuna gelince her ne kadar Hakkari yöresindeki çatışmalar hükümeti güç durumda bırak­tıysa da, o bu çatışmalara seyırcı kalmakta yetindi. "Kürtlerin birbirlerini kırmalarında" o kadar telaşlanacak bir şey yoktu.. Ostelik bu daha da uygun ve istenir bir şey değil miydi? Onlar düşmanı bir yana bırakıp birbirleriyle savaştıktan sonra sana ne oluyor? .. Ama diğer yandan düzeni de sağlamak, devletin gücünü göstermek lazım .. !şte bu nedenle Ecevit, o ünlü mavi gömleğiyle Hakkari'ye koştu .. Orada birlik nutukları attı ve alevi - sünni sürtüşmelerinin yersizliğine değin­di .. Ecevit Kürt kelimesini ağzına almadı, g~leneği bozmadı.. Ecevit'i Hakkari'de kitleler "milli zulme son" "kahrolsun sömürgecilik, yaşasın özgürlük" ve benzer •loganlarla karşıladılar. Ecevit Hükümeti, bir yandan da "köye ulaşım projesi" adlı bir projenin uzun uzun reklamını yaptı ve bu hampanyayı da olayların çıktığı Şemdinli'den başlattı.

Küraıstan ougün önemli 'olaylara sahne oluyor, için için kaynaşıyor. Kürt halkı her geçen gün daha da bilinç/eniyor, zulme ve sömürüye karşı çıkıyor. Bu mücadele zaman zaman tökezliyor, zaman zaman yanlış yönlere sapıyor, ama durmuyor ve genel hatlarıyla tarihin gös.terdiği yolda ileriye doğru gelişiyor. Hiç kuşku yok ki Kürt halkı, kendisini boyunduruk altında tutan gerici rejimierin emperya.lizmin ve yerel gericilerin her türlü O!Yunlarını bozacak özgürlüğe ulaşa­cak sömürü ve zulme temelden son verecektir. Tüm halkların geçeceği yol budur ve Kürt halkı da bundan geçecektir. ROJAWELAT~SAYFA10---------------------------------------------------------/

Page 11: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

SiSMiL'DE A6A ZULMü

Sismil'in Sinan köyünde, Mehmet Koç adlı bir köylü 7 Mayıs günü hunharca öldürüldü . Milliyet Gazetesi olayı kan davası alarak verdi. " Bismil'de 27 yaşın· da bir genci kandavası nedeniyle tabanca ile öldürdüler ve sonra da traktörle başını parçatadılar,"

deniyordu. Oysa alay bir kan davasın·

dan meydana gelmemişti. Meh · met Koç , çevresinde sevilen uya· nık bir köylüydü . Zulme ve baskıya karşı çıkan, çevresini de bilinçtendiren bir köylüydü ve bu nedenle ağalar tarafından öldürül­dü. Mehmet Koç bu köyde ağaların ilk kurbanı değildi.

Sinan köyünün ağası Ahmet Sinantı adında biridir . Onun bu köyden başka dört köyü daha var . Tümünü de baskıyla, zorba· lıkla ele geçirmiştir. Köylüleri sindirrnek ıçın kiralık katiller besleyen Ahmet Ata 'ya "jandarma da yardımcı olmaktadır.

1976 yılının Ekim ayında,

Ahmet Ata 'nın "şımarık" okiu Süleyman , tavuk çaldığını bahane ederek Ahmet Akşahin adlı bir köylüyü çırılçıplak saymuş ve vücuduna rastgele ateş etmişti.

Daha sonra köy kahvesine gelen Aka 'nın ~lu, burada da sağa sola ateş etmiş, M.Emin Güneş adlı bir köylüyü karnından, Leyla Akaç adlı 15 yaşında bir kızı da hacağından yaralamıştı. Kız daha sonra sakat kaldı. Bu alaylar için şikıiyete giden köylüler ise beş

gün hapis yattıktan sonra ancak biner lira kefaletle salıverildiler!. .

Ata'nın "şımarık oğlu" , üs­telik, şikıiyete gidildiği için köyü üç gün kurşun yağmuruna tuttur­du ... Daha sonra da, jandarma · nın yardımıyla 15 köylüyü ailele­riyle birlikte köyden kovdu ve evlerini yıktırdı .

Bu alaydan üç ay sonra 67 yaşındaki Salih Parça adlı köylü Süleyman Ağa tarafından dövüle· rek kamaya sakuldu ve kızı zorla kaçırıldı. Adam kamada iki ay kaldı , kızından ise hıilıi ha her alınmış değil .

Sinan köyünde ağanın yap· tıkları böyle sürüp geliyor . Meh · met Koç 'un ölümü de işte bu alayların bir devamı, son halkası. Benzer alaylar yıllar boyu Kür-

distan 'ın dört bir yanında ya şan· dı ve bugün de yaşanıyor~

Halkımızı ezen ağalar sömürgeci yönetime sırtlarını dayamışlar .

Halkımız ikili bir zulüm ve cendere altında .

Mehmet Koç'un katli çevrede geniş tepkilere yol açtı. Sismil 'de düzenlenen bir mitingde alay protesto edildi. Diyarbakır

DHKD, Sismil'de meydana gelen alayları bir bildiriyle kamuoyuna açıkladı. Ve alayları protesto etti.

Öldürülen Mehmet Koç 'un babası olayı ROJA WELAT muhabirine şöyle anlattı :

"·7/ 5/1978 günü oğluma,

"Ağa'nın seninle işi var" deyip kahveden çağırmışlar. Ciple gelen baberciler oğlumu alıp Ağa'nın

evine gitmişler. Oradan da 15 km. uzaklıkta bulunan tarlaya, Süleyman A~a'nın yanına götür· müşler. Süleyman Ağa ve yanın· dakiler oğlumu cipin içinde kur· şunlamışlar . Sonra da elleri bağlı halde bırakıp uzaklaşmışlar . Köy· lerine dönmek üzere Sismil'den gelen köylüler, oğlumu cipin içinde, elleri bağlı ve kanlar içinde görüyorlar. Ağır yaralı

olan yavrumun ellerini çözilyut· lar, fakat daha fazla yaPdım

edemiyorlar. O anda Ağa ile adamları tekrar cipin yanma dönmüşler .. . Bir ŞarJOr daha boşaltarak oğlumu öldürmüşler.

Yere attıkları cesedinin üzerinde cipi gezdirerek iyice ez mişler."

Mu ha birimizin, "ciayeti işle·

yenler yakalandı mı?" sorusuna da şöyle cevap verdi :

"·Hayır, kimseyi yakalama· dılar . Suçlular ellerini kollarını

sallayıp dolaşıyorlar . Oğlumun öl· dürölmesinden sonra, oğlumun iki amcası da köyü terk ederek Bismil'e yerleştiler . "

Kürdistan köylüsü Ağa 1ar­dan ve jandarma zulmünden çok çekti. O 'nun bu acılarını her gün bir yenisi ekleniyor. ağalık ve sömürgecilik boyunduruğuna kar­şı öfkesi gittikçe kabarıyor. Dün­yanın her yerinde alduğu gibi Kürdistan Halkı da sömürgeci boyunduruğu kırarak özgürlüğü·

nü elde edecek , ağa 1ık düzenini tasfiye ederek gerçekten dem ok · ratik ve sömürüsüz kendi toplum düzenini mutlaka kuracaktır ...

KlRlKHAN'DAKi TERTiP 26 temmuz günü Kırıkhan '

da camiye bomba atmak isteyen iki faşistin elinde bomba patladı ve ölümlerine yolaçtı. Faşist ­terin amacı açıktı: Camiye bomba atıp bunu salcuların ve alevi halkın üzerine atmak , kasabada -bir çatışma yaratmak . Bunu daha önce de birçok kez uyguladılar . Ama bu kez oyun­ları para etmedi. Kendi kazdık · ları kuyuya düştüler .

Gerici güçlerin yoğun olay­lar sahneledikleri yerlerden biri de Kırıkhan 'dır .

Bir süre önce evinde Raja

Welat gazetesi bulunan bir yurtsever tutuklandı. Gericiler lisede ilerici öğrencilere saldırdı­lar ve Kürt mahallesine karşı bir kışkırtmaya giriştiler. Amaçları

mezhep kavgası çıkartmaktı ,

başaramadılar, emekçi halkımı ­

zın birliğini bozamadılar.

San alay faşistterin maske­sini daha açık biçimde düşürdü .

Bundanböyle onların Kırıkhan' ın alevi ve sünni halkını

birbirine düşürmeleri .<alay al­mayacaktır . Emekçile: düşman­larının faşistler olduğunu görü­yor ve saflarını sıklaştırıyarlar.

......

Ihrahim Duran Van, Bitlis Oyunlan gösterdili için 1 ,5 yıl ceza gitti...

Geçen sayımızda, Istanbul' daki Newroz gecesinden dolayı

Ihrahim Duran 'a paliste uzun süre işkence edildiğini ve daha sonra tutuklandığını yazmıştık .

Ihrahim Duran, Istanbul'da 18 mart günü düzenlenen "Newroz 1e Uluslararası lrkçılıkla Müca­dele · Günü" gecesının tertip komitesinde olduğu için, T.C.K .' nun 142/3 maddE.sinden yargı­

lanmaktaydı.

Istanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi davayı görOlmemiş

bir soralle sonuçlandırarak , 5 temmuzda Ihrahim Duran 'a, hem de teşdiden 1,5 y ı l ceza verdi. Tutuklutuğu devam ediyor. Mah­kemeye göre Ihrahim Duran bölücülük yapmıştı; gecede. Kürt halkından, Newroz bayramından, bu bayramın tarihinden, onunla ilgili efsaneden sözetmiş olmak; Kürtçe türkü ve şiirler okumak; Bitlis, Ağrı, Van halk oyunlarını göstermek, Anayasa'nın , "Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği" ilkesine aykırıdır.

Böylece, "Bir kısım Türk evlat­larını diğerlerinden ayırmak sure­tiyle bölücülük yapılmıştır" Ka­rarda şöyle deniliyor:

"Bu kanaat o kadar güçlüdür ki, tertip komitesinden lbrahim Duran'a lotklor ekibi bulması için vazife verilmesi ve onun lotklor ekibi ararken, hassaten Van, ii Bitlis, Elazığ, Doğu

Beyazıt gibi yörelerin falklor ekibini bulması ve Ege'nin zeybeklerine, Karadeniz sahili horon oynayan çocuklarına, Er­zurum'un bar oynayan dadaşları­na, Güney'in halay çeken yiğitle­rine yer vermesi bölücülük dü­şüncesinin belirtileri olarak görü­lüp kabul edilmiştir .. .' '

Kararda polis o lmayan hü­kümet komiserinin raporu -bu raporda " bölücülük" yapıldığı

belirtilmediği için- kabule layık

görülmemiş , bu hükümet korni­serinin suskunluğuna bağlanmış; diğer yandan çelişkilerle dolu polis raporu esas alınmıştır.

Po lisler "yeterince tecrübeli" sayılmıştır . Bu yeterince tecrübe­li polislerin raporunda ise örne­ğin gecede , "Bıjı Bındesti"

sloganının atıldığı yazılmıştır.

"Bıjı Bındesti" yaşasın kölelik, demektir! . ..

Kararda , halk türküsü oku­yanlardan birinin adının Memo olmasına da dikKat çekilmekte, "dikkat edilirse Mehmet değil"

denmektedir ... .

iBRAHiM

DURAN'A

1,5 YIL CEZA VERilDi

M atı kem e ka,·2. r;~ d a san ı k ve arkadaşları, " kafatasçılık"l a suç­lanmaktan da geri kalınmı yo r .

Çünkü sanık , "Türk yurdunun, bu yurdu idare edenlerin bazı siyasi ve iktisadi kusurları yüzüilden, kendi bulundukları çevrenin dışı ile yeterince irtibatları olmayan ... yurttaşları Türkten gayri bir kimse gibi göstererek ... .'' "kafa­tasçılık" yapmıştır..

Bu kaıar da hiç şüphesiz ,

Kürt halkına karşı işlenen ırkçı ­

lığın, çağdışı zulüm ve baskı ­

ların yeni, somut bir belgesidir. Ne gaript i r ki ırkçılığın şa:npi­

yonları kP.ndi kurbanlarını "kafa­tasçılıkla" suçluyorlar. E h, bu da Türkiye'ye özgü bir garibe olsa gerek ..

Ancak ne zulümle, ne mah­keme kararlarıyla bir halkın özgür lük mücadelesinin durdurulduğu görülmemiştir. Bu da böyle bil ine! ..

KISA HABERLER

* ACRI DEVRIMCI HALK KÜLTÜR DERNECI KURULDU ...

Geçtiğimiz günlenle kurulan Ağrı DHKD'nin geçici yönetim kurulu üyelikleri M.Metin Aksoy (Başkani, M. Kemal Kaçan (Sekreteri, Necmettin Yaşar (Saymanl, Hasan Korkunç, Sait Akbaş, lsmet Yeşilbaf ve Mecit Aslan'dan oluşuyor ..

* IZMIR DEVRIMCI HALK KÜL TÜR DE'RNECI

izmir'de bir süreden beri kurulus hazırlıkları yapılan lzmir DHKD kuruldu. Yönetim Kurulunda Hüseyin Ünal (Bqkanl, A. Cemal Düzgün (Sekreteri, Zey­nel Hasdemir (Saymanl, Atilla Tuncay, Mehmet Aras, Zeynep Benzer, Seval Bakır, Celal Bini­ci, Uğur Tanamar bulunuyor.

* DIYARBAKlR'DA "DIYARBAKIR'I GÜZELLEŞTIRME VE BELEDIYE ILE DA YANIŞMA · DERNECI" KURULDU ..

Şeyhmus Yüksel (Başkani, M. Şah Doğan (Sekreteri, Ali Atsız (saymanl, M. Şarif Kaya, Meh­met Yılmaz, Alaaddin Or, Cemal Çakır g_eçici yönetim kurulunu oluşturuyor.

Her üç dernek de yayınla­

dıkları bildirilerde emperyalizme sömürgeciliğe, faşizme ve feo­dal gericiliğe karşı ilerici ve demokratik güçlerin saflarında mücadele edeceklerini belirti­yorlar.

ROJA WELAT- SAYFA 11

Page 12: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

Önümüzdeki günlerin önem taşıyan olay· ·. arınd a,; birini, agustas ayı sonlarında

oc· ian , ,· . TÖR · DER Genel Kurulu oluşturu· 'J · i ' l devrimci çev re ler gib i. bdzı

tu tucu ve gerici çevreler de bu kongreye bir 'ıayü ilg! J uymaktadular.

Bu ilginin başlıca nedeni, ıso bin dolay ınd a ögretmeni çatısı altında birleştiren

TOB·DER 'in Türkiye'nin toplumsal yaşamın· da uyn1dıgı roldür. TÖB · DER , oldukça politize ilerici bir kitleyi temsil etmektedir.

Oıtr ,:t-:ıenin toplum yaşamındaki yeri ve 'lnemi e; t :den beri bilinen birşeydir . Egemen sınıflar . Tü rkiye'de uzun yıllar egitim emekçi · lerini kendi ideolojik, politik amaçlarına uygu n h'.::!:nde, kendi toplumsal düzenlerini pekiştirme işinde görevlendirmeye çalıştılar. Onlar bu yolda ögretmenin görevini oldukça idealize de ettiler. Ona büyük misyonlar yüklediler. Geçmiş yıllarda ögretmen toplu· mun çeşitli katlarma, özellikle de köye Kemalist Dünya görüşünü taşıyacak, tutucu aga ve mollayla cebelleşecek, "karanlıtı yenecek" az maaşlı ama çok inançlı bir kahraman olarak görülmek, gösterilmek iste· nirdi. Gerçekten de ögretmenler Cumhuriyet döneminde eakl ile cebelleşmede önemli yükler omuzladılar ve bu yolda kurbanlar verdiler, filmlere, romanlara konu oldular.

Bütün bunlar burjuva ideolojisi ve çerçevesi içinde kaldıkça, devletin sahipleri anları alkışladılar. Ama kimi zaman da örnegin köy enstitüleri deneyinde oldugu gibi, ögretmenler kısmen biraz ileri gidince onları hırpalayıp ezmekten de geri kalmadılar .

Günümüzde şartlar büyük ölçüde degiş· miştir. Artık ögretmen, egemen sınıflarm diledjgi ölçüler içinde tutulan bir düzen adamı, bir uysal memur deAildir. Egitim emekçileri çürük burjuva düzeninin iç yüzünü hızla kavramakta, sömürü ve talan düzenine karşı çıkmakta, emekçi kitlelerin haklarını

savunmaktadırlar. Zaten ögretmenler de o emekçilerin bir bölümünü oluşturuyorlar ve şimdi onlara bilinç taşınmasmda önewli bir rol yüklenmiş bulunuyorlar. İşte bu nedenle· dir ki sömürücüler ögretmenlere öfkeleniyor, anları iyi bir egitimci olmaktan çıktıj);mı,

"Gençleri ;)Uldan çıkardıklarını" söylüyorlar . Egemen sınıflar için iyi egitimci anların

çıkarlarını savunan egitimcidir, sömürü ve zulüm düzenine dtıkunmayan, bunu tartışma· yan kişidir. Zorbaların ve sömürücülerin, kendi düzenlerine karşı çıkanlar için iyi şey ler düşünmeleri mümkün mü?

Ama egitim emekçileri de diger tüm bilinçli emekçiler gibi özgür, adil, barışçı bir düzen istiyorlar. Bunun için mücadele ediyorlar. Onların mücadelesi yıldan yıla

güçleniyor. Yıllar yılı ögretmenler aracılıgıyla bu

sömürü düzeninin en iyi düzen oldugunu kafalara yerleştirmek isteyen; ırkçı; şoven bir dünya görüşüne uygun nesiller yetiştirmeye

çabalayan egemen sınıflar, şimdi topragın

avaklarının altından kaydıgını görüyor ve b~ndan panige kapılıyar bu gelişmelere ateş pliskürüyorlar. Onların ilerici ögretmenlere diş bilemesi, devrimci · demokratik ögretmen hareketine kara çalmaya çabalaması bundan· dır. Ama artık geçmiş olsun! Tarihi geriye döndürrn~k . "eski güzel günleri" geri getir· rnek isteyenler boşuna çırpınıyarlar. Bu dogam sancıları sürecek ve bundan yeni bir toplum. yeni bir dünya dogacak .

OGRETMEN HAREKETİNDE GEL İŞ ME VE GÜÇLEN ME V AR

Türkiye' de demtıkratik ögretmen hareketi uzunca bir süreç izleyerek gelişti ve her dönemde kendisini yenilerneyi başardı. Degi· şen toplum koşullarına uygun alarak görev ve sorumluluklarını daha da gerçekçi bir biçimde sa;:ıtayan bu hareket, süreç içinde ideolojik düzeyini giderek yükseltti, örgütlenmesini pe<:~tirdi.

Gün~müzde genel alarak devrimci demtıkratik hareket içinde görülen görüş

ROJA WELAT ·SAYFA 12

TöB-DER GENEL ayrılıkları, saflaşmalar. bizza t TOB·DER çatısı altında da görünüyor . ıso bin ögretmen çatısı attında tutan böylesine bir örgütte ·örgütsel birligi bozmamak ve gericilige hizmet etmemek koşuluyla · farklı egilimlerin or taya çıkması do{ıaldır . Toplumun ilerici kesimindeki politik , ideolojik çeşitlilik , biç kuşkusuz TÖB·DER'e de bir başka kitle örgütüne de yansıyacaktır . Bazı ilerici kişiler de bu duruma bakıp umutsuzluga kapılıyor·

lar. Bazı kendilerini çok akıllı sananlar ise örgüt içindeki sürtüşmelere bakıp dışardan ahkam kesiyor, sık sık devrimci ögretmenlere ders vermeye kalkışıyar lar.

TOB · DER içindeki bu gruplaşmalar, bazılarına göre örgütün güçten düşürülmesi, bölünmesi, amaçlarından saptırılmasıdır . Böy· Jeleri ülkedeki genel toplumsal kaynaşmayı ve bunun TÖB·DER'e yanaıma biçimini kavra· mıyarlar. Evet, sendikalarda, demokratik kitle örgütlerinde bir kaynaşma var. Kuşku· suz her gruplaşma, her sürtilşme olumlu degil; ama toplumsal degişime genel hatlarıy· la bakıldıj);ı zaman görülecektir ki, toplum, dünkü dar çemberi kırıyor, kendisine çıkar yol arıyor. Toplumu yeni görüşler sarsıyor. Dün durgun bir .yaşantı içinde kaderciJige bilkulmuş ezilen insan bugün durumuna başkaldırıyor ve bir kurtuluş yolu arıyor.

TÖB DER'de görülenler de hiç kuşkusuz bu niteliktedir. Günümüzün öj);ret· meni dütıkü, egemen sınıflarm kendisine verdjgi programı mekanik biçimde işleyen

uysal kişi degildir artık. Şimdi o SOIIYalist dünya görüşünü tanıyor; sömürüsüz, özgür bir toplum istiyor, bunun yollarını arıyor, bu yallar üstünde tartışıyar .

Örnegin dünün ögretmeni ırkçı · turancı bir dünya görüşünü yerleştirmeye çalışır,

assimilasyan çarkına hizmet ederdi. Bugünün ögretmeni ise bunun gerici bir iş oldugunu biliyor, başka halkların diline kültürüne baskı yapmanın demokratça, insanca bir iş olmadı· gının ve bunun topluma hiç bir yararı

bulunmadıgının farkında . Dünün Kürt asıllı ögretmenleri bile , kendilerini ırkçı · turancı

sloganiara kaptırmışlardı. Bugün ise onlar hızla uyanıyar, Kürt halkının 3stündeki çag dışı zulüm ve sömürünün bilincine varıyorlar ,

bu zulme ve sömürüye karşı çıkıyorlar. Bütün bunlar gericileri , para babalarını , şovenleri

ürkütebitir , ama bu bir zaaf degildir . Bilincin geliştigi yerde güç dogar. Bilinç

eski duragan yaşantıyı sarsar, hareketlenl!le yaratır ve bu hareket elbette ileriye vara· cak tır.

Günümüzde, yalnız gericiler, egemen sınıflar degil, ilerici ve demtıkrat geçinen bazı kişi ve çevreler de Kürt halkındaki bu uyanıştan tedirgin aluyarlar. Böyleleri, sosya· list ve demtıkratık hareketin Kürt halkına

karşı gelişen olumlu tavrını da bir sapma gibi degerlendirmeye kalkıyarlar. Böyleleri eski köhne Çin duvarlarının yıkılmakta oldugunu , y ıkılınası gerektigini görüp anlamıyarlar.

Kendilerini Kürt halkının varlıgına alıştıra·

roadıldan için, bu halkın da özgür olmasına gönülleri razı almadı{ıı için kendilerini haklı

gösterme çabasıyla başkalarını suçluyorlar . Ama herşey degişiyar ve Türkiye yeni bir dogrultuda yürüyor. Örnegin bugün TOB · DER'de Türk ve Kürt halkından ögretmenler, demtıkrasİ ve özgürlükler için, insanca bir yaşam için için elele omuz omuza mücadele ediyorlar. Onların birügi günden güne güçleniyor, pekişiyar .

uYUMLU BİRLİGİN GÜZEL BlR ORNEGl

TOB · DER içinde gruplaşmıilar, çekiş · meler var; ama uy umlu . etkili bir yönetimin

açık örneği de var.bilindigi gibi TOB DER'in üçüncü genel kurulunda Demokratik Merkeziyetçiler ve ÖZgürlük grupları ortak bir listeyle yönetime seçildiler . Genel kurulun hemen ardından, grup çıkarlarını örgüt çıkarlarının önünde tutan bazı çevreler hemen bu yönetimi yıpratmaya giriştiler . Onlar bu yönetimin uzun süre yaşayamayacagını iddia ettiler ve daha baştan olaganüstü kongre toplamaya heveslendiler . Kimileri ise, MİT 'çi· !erin agzıyla, yönetimdeki "bölücü" "karan· lık" unsurlardan sözettiler. Duaların örgütü maceralara sürükleyecegini, dagıtacagını iddis ettiler . Ama bunları en iyi biçimde yalanla· yan şu iki yıllık pratik oldu. Bu iki yılda,

uyumlu ·dengeli çalışmanın, bir demokratik kitle örgütünün yönetiminde devrimci biriitin ve paşarının en iyi örnekleri verildi.

Bu dönemde TOB · DER yönetimi, gerici kanlı MC Koalisyonunun ajtır baskı şartların· da çalıştı ve örgüte ve ilerici öj);retmen hareketine genel olarak yönelen azgın saldırı· ları başarıyla göjilsledi. Örgüt güçten düşmedi, tersine gerek nicelik, gerek nitelik bakımından önemli gelişme gösterdi. Faşizme karşı yürekli, kararlı örnek bir mücadele verildi. Ogretmen hareketinin · taribinde ilk kez, TOB DER yoluyla, uluslararası ögretmen ve işçi hareketiyle batlar kuruldu. TÖB·DER FİSE'ye kabul edildi. TÖB • DER demokratik egitim kurultayını toplayarak egitim alanmda ve genel olarak ülkenin demtıkratik hayatı bakımından önemli adımlar attı. Bunun yanısıra öj);retmenlerin ekonomik, mesleki hakları için onlarm yaşam şartlarını dilzeltmek için ciddi çabalar gösterildi.

ANTİ · FAŞIST VE DEMOKRATIK MÜCADELEDE TOB • DER

San iki yıl, 12 Mart dönemi sayılmazsa ilerici ögretmen hareketi bakımından en güç yıllardı. Bu yıllarda örgüt, kendisini ytık etmek isteyen gerici MC iktidarının zulmüyle cebelleşti. Bu dönemde onlarca ögretmen faşist katiller tarafından öldürüldü, yüzlercesi yaralandı . TÖB · DER'e ilerici ve devrimci ögretmenlere sayılamayacak kadar çok saldırı oldu . Örgüt iki kez MC valileri tarafından kapandı. Bugün de bu saldırılar durmuş degil. Bu dönemde binlerce yurtsever , devrimci ögretmen ardan araya sürüldü, işinden edildi.

Örgüt bütün bu saldırı ve haskılara karşı kararlı biçimde direndi ve baskıları yenilgiye ugrattı.

TÖB · DER gerek tek başına , gerekse demokratik kitle örgütleriyle ortaklaşa alarak ülkenin çeşitli yerlerinde, faşizme ve haskılara karşı demokratik gösteriler düzenledi ve bu gö~terilerin hemen tümü başarıyla sonuçlandı. Daha önceki dönemlerde edinilen deneyler iyi degerlendirildi ve gerici güçlerin bu gösterileri sabote etmelerine, provakasyanlara meydan verilmedi.

TOB . DER, demtıkratik kitle örgütleri platformunun oluşturulmasında özel bir ral oynadı ve demtıkratik güçlerin dayanışmasına önemli katkıda bulundu .

TÖB · DER'in bu kararlı anti · faşist demtıkratik tutum ve mücadelesi anun saygınlıgını ilerici saflarda ve kitleler arasmda büyük ölçüde arttırdı. Ögretmen örgütü, bugün toplumun her kesiminde gücünden ve etkinliginden sözedilen, bu güç ve etkinligi hesaba katılan bir örgüt haline gelmiştir.

Gerici güçlerin TÖB · DER'e düşmanlıtı ve bugün de h8.liı onu ytıketmeye heveslenme· leri de bundan ileri geliyar .

DEMOKRATİK EGITIM KURULTAYI

TÖB · DER'in 1978 yılı şubat ayında

Page 13: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

KURULU TOPLANDI Ankara'da düzenlediği Demokratik Eğitim Kurultayı, Türkiye eğitim tarihi bakımından ve genel olarak ülkedeki demokratik haraket bakımından önemli bir dönemeçtir.

Örgüt , 3 . Genel Kurulunun kararını başarılı biçimde gerçekleştirdi. 40 kadar demokratik örgütün temsilcileri, eğitim ve kültür alanındaki seçkin kişiler bu kurultaya katılıp eğitim sorunlarını tartıştılar, önerilerde bulundular ve kararlar aldılar.

Demokratik Eğitim kurultayı . Türkiye tarihinde ilk kez eğitim sorununa gerçekten bilimsel. gerçekten demokratik bir yöntemle eğildi. burjuva şartlanmaları bir yana itip mahkum etti ve çıkış yolunu gösterdi. Önerilen yol, hiç kuşkusuz işçi sınıfının yolu idi.

Demokratik Eğitim Kurultayı. 3. Genel urul kararına uygun olarak, demokratik eğitimin özde emekçi kitlelerden yana (sosya· list), biçimde ulusal olduğunu vurguladı. Bugünkü eğitim çıkmazının düzenin sömürü· cü karekterinden geld~ini açığa kavuşturdu.

DEK, burjuvazinin yıllaryılı aydınlar ve kitleler arasına şınnga ett~i ve eğitim emekçilerini de uygulama alanmda bir araç olarak kullanmaya çalıştığı ırkçı · şoven, assimilasyoncu eğitimi mahkum etti. Irkçı eğitimin gerıcı karakterini ve toplumsal zararını açığa kavuşturdu, demokratik eğiti· min biçim olarak anadilde yapılması gerekti· ğini tescil etti.

DEK. Türkiye'de dil ve kültür üzerindeki haskılara karşı çıktı, ilerici devrimci basın üzerindeki ]:ıaskıları, özel olarak da gazetemiz üzerindeki ağır baskı ve zulmü protesto etti. Kurultayın ittifakla aldığı bu kararlar demok· ratik tavrın, halklarm kardeşl~inin devrimci birlik ve dayanışmanın son derece güzel örnekleridir.

Gerici çevreler, özellikle bu kurultaydan dolayı TÖB · DER'e ateş püskürüyorlar, ırkçılığı, şovenizmi tahrik ediyorlar, TÖB· DER'i "lıölücülük''le suçlayıp ona saldırıyor-lar .

Ama gerçekler gericilerin . şovenierin söylediği gibi değildir . Biz sosyalistler, ne biçimde olursa olsun zulme, sömürüye karşıyız. Baskı ve eşitsizlik üstüne kurulu bir birlik. birlik değildir. zorbalıktır . Halkların birliği ancak özgürlük. eşitlik temeli üzerinde sağlanabilir ve biz böylesine bir birlikten yanayız. Biz. Kürt halkının , Türk halkının ve başka halkların gerçekten demokratik bir Türkiye'de özgürlük, eşitlik çerçevesi içinde birlikte yaşayabileceklerine ve böyle bir birliğin sağlam olacağına inanıyoruz , biz böylesine bir birliği savunuyoruz.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

TÖB·DER'in son iki yıldaki önemli başarılarından biri, uluslararası düzeyde öğ·

retmen ve işçi hareketiyle kurulan bağlar

oldu. TÖB · DER. Türkiye öğretmen hareketi tarihinde ilk kez FİSE'nin Moskova'da düzenlediği toplantıya katıldı ve FlSE üyeliğine kabul edildi.

TÖB · DER heyetleri ayrıca Cezayir'de, Romanya 'da Macaristan 'da , Çekoslovakya'da, Bulgaristan'da. Kıbrıs ' ta düzenlenen çeşitli

toplantılara ve yapılan davetiere katıldılar . oralarda başka ülkelerin eğitim alanındaki deneylerini gördüler, kendi sorunlarını başka ülkelerin eğitim emekçilerine ilettiler. Bu ilişkiler. TÖB · DER'in Türkiye 'de yürüttüğü ilerici eğitim mücadelesinin, karşılaştığı anti demokratik baskıların uluslararası düzeyde bilinmesine ve bu düzeyde dayanışma ve destek bağlarının oluşmasına önemli katkıda bulundu. BAŞARILI İKİ YIL

· TÖB · DER bunların yanısıra öğretmen·

!erin ekonomik, mesleki haklarının geliştiril · mesi. tanınması için de yoğun mücadele verdi. Örgütün önündeki başlıca hedeflerden biri benzer demokratik kitle örgütleri için de olduğu gibi toplu sözleşme ve sendika hakkının tanınmasıdır.

TÖB · DER bu dönemde daha çok MC gericiliğiyle boğuşmak zorunda kaldı ve bu şartlarda toplu sözleşme ve sendika hakkına ilişkin talebin güçlü bir kampanyaya dönüş· mesi ve sonuç vermesi olanaksızdı . Şimdi de MC iktidardan düşmüş olmasına rağmen

· faşist saldırganlık devam ediyor ve bu saldırganlığa karşı direniş ön sırada yeralıyor .

Ecevit iktidarı ise, verd~i sözleri tutmak, özgürlüklerin sınırlarını genişletmek şurda kalsın, gericiliğin saldırısı karşısında geri çekiliyor. tavizler veriyor ve kimi zaman MC'nin yapamadıklarını yapmaya kalkışıyor. Bu durumda kitlelerin bu ve benzer talepleri· nin güçlü biçimde gündeme girmesi, bu alanda başarılar sağlanması, faşist saldırgan·. lığın geriletilmesine ve demokratik güçlerin CHP'nin muhalefetteykan söyleyip iktidar olunca unutınaya alışkın olduğu vaatleri yerine getirmesi ıçın onu zorlamalarma haklıdır. D~er bir deyişle, başarı CHP'den bir lütuf olarak gelmeyecek, kitlelerin m Ilc i· delesiyle kazanılacaktır .

D~er yandan ilkokul öğretmenlerine 18 saati aşan dersler icin lleret verilmesi, onların

askerliklerini er ılAretmen olarak okullarda yapmalannın sağlanması gibi öğretmenierin durumunun iyileştirici kazanımlar aağlan: masmda TÖB • DER'in ekonomik yöndekı

mücadelesinin önemli payı vardır . Bu sayılanlar TÖB · DER yönetiminin,

son iki yılda gerçekten övgüye değer bir başarı gösterdiğini açıkça belirliyor. Ama yine de örgüt içinde ve dışında herkesin bu yönetirnden memnun olduğunu söylemek mümkün değil elbet. Bunlar daha çok yönetimi elde etmek isteyen bazı gruplardır ve onlar yapıcı eleştiriden çok gerçek dışı suçlamalarla bugünkü yönetimi yıpratmaya çalıştılar, bugün de buna devam ediyorlar.

Bugünkü yönetim, bilindiği gibi, 3. Genel Kurul kararına uyarak Maocuları örgütten attı. Çünkü Maocuların örgüt içinde ve dışında yaptıkları iş bozgunculuktan ibaretti. Onlar örgüt tüzüğünü açıkça çiğni· yar , örgütün amaç ve çalışmalarını sabote ediyorlardı. Onların genellikle örgütten tasfiye edilmesinin bir eksiklik yaratmadığı, tersine örğüte güç kattığı görüldü.

Diğer yandan , özellikle son yılda, örgüt içinde en çok sorun çıkaranlardan biri de "Birlik ve Dayanışmacılar" denen kesim oldu . Bunlar yönetime gelme adına, örgüt disiplini­ni bir yana itip ellerinde bulunan bazı şubeleri bir genel merkez gibi kullanmaya kalkıştılar; örgütü mali yönden güçten düşürüp çalışamaz bale getirmek istediler ve tüzük hükümlerini açıkça çiğnediler . Bu tutumları İstanbul ve Adana şubeleriyle ilgili

olarak herkesin bild~i gelişmelere yolaçtı. Bu çevreler demokratik merkeziyetçi çalışma ilkesine aykırı düşün tutumlarının yolaçtığı ve bu bunalımın suçunu ise genel merkeze yüklerneye çabatadılar. Kendi ellerindeki bazı yayın organlarını, politika gazetesini bu işte

kullandılar ve hatta burjuva has ır·. "ian yararlandılar.

Herhangi bir grubun, bir eğilirnın TÖB DER'de yönetime talip olması elbet onun doğal hakkıdır; ama bu mücadele dPmokratik yöntemlerle ve asgari dürüstlük ölçülerine uygun olarak yürütülmelidir. Ne pahasına olursa olsun örgütü ele geçirme, bunun için onun örgütsel birliğini bile gözden çıkarma tüzüğü çiğneme tavrı yanlış bir tavırdır; bu tavır ona başvuranlara da yarar getirmez ve getirmeıııiştir.

Şimdi bu çevreler. örgüt yönetimini elde etme uğruna daha başka yollara da başvuru· yorlar. Örneğin 3. Genel Kurul sonrasında çıkardıkları bazı dedikoduları daha da yoğun biçimde yaymaya çalışıyorlar. Özgüclük Gru · buna ilişkin olarak, burjuva şevenierin ağzıyla yaydıkları bunun açık kanıtıdır ve onlar genel kurul yaklaş,ı;ıkça delege planmda bu dedikoduları, karalamaları artıracak gö· rllnmektedirler.

ÖzgürlQk grubunda TÖB • DER yöneti· mine katılmış olan devrimci öğretmenler bu tllr yöntemlere· iltifat etmediler ve etmeyecek· lerdir. Devrimci ve demokratik mücadelede kimlerin yiğitçe kavga verdikleri, kimlerin ise dar grup çıkariari için örgütün birliğini bozdukları şovenizm yoluna saptıkları ortada· dır.

Bugün TÖB · DER çatısı altında Türk ve Kllrt halkından öğretmenler, herhangi bir . ayırım yapmaksızın eıeıe, omuz omuZa. mUcadelıı ediyorlar. Onları birleştiren çıkar·

lar ortaktır. Onlar arasındaki devrimci bağlar da günden güne güçleniyor . Onlar ne burjuvazinin tutucu çizgisine, ne de maceraya sapmaksızın, TÖB DER'in niteliğini, işlevini bilerek örgütün mücadelesine yol gösteriyorlar.

İki yılın başarılı mücadelesi yalanları dedikoduları temelsiz bırakacak somut bir örnektir.

Bu somut örneği ve gerçekleri görmezden gelip örgüt içinde sosyal şovenizmi gıdıkla· yanlar, bilinç düzeyi düşük unsurlar arasında taraftar toplamak ıçın devrimci güçleri karalayanlar halkların dayanışmasına çomak sokuyorlar ve böylece ne TÖB · DER'e ne de genel olarak devrimci ve demokratik harekete hizmet ediyorlar. Bunlar örgütü geri bir çizgiye çekmeye çabalıyorlar ve TÖB DER'in birliğine, müçadelesine zarar verec~~­tan r budur.

Geniş demokrat ve sasy alist ögrt- ~meı; kitlesi elbet bu oyunu başa ç:ki:racak bu güçlü öğretmen örgütünün geri birçizgiye çekilmesine. çeşitli halklardan öğretmenler arasındak i dayanışma ve güvenin ., ,.~ılması na meydan vermeyeceklerdir. lierici, devrime:. öğretmen hareketi bu genel kurulu da Jıaşarıyla yürütecek ve ondan daha güçlü çıkacaktır .

ROJA WELAT ·SAYFA

Page 14: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

BiNGöL'DE FASiSI SALDIRI VE PROVAKOSYONLAR GERi TEPiYOR

MC 'nin yıkılışıyla hırçınlaşan gerici çevreler ve faşizm özlemci· leri, faşizme geçişin eski gerekçe· si olan "bölücülük" yaygaralarını yo~unlaştırdılar . Sömürgeci güç · ler "bölücülük" öeüsüyle bir yandan faşist saldırı ve tertipleri· ni gizlerneye çalışırken bir yandan da halkımızın gelişen ulusal de· mokratik haklar mücadelesini dost güçlerden soyutlamak ama · cındadırlar . Malatya olayları ve Pazarcık , Gaziantep, Kars, · !~dır, Ceylanpınar'da yaratılmak istenen olaylar "Bölücülük" iddialarının kanıtianmasına yönelik ciddi ve bilinçli tertiplerdir . İşte Bingöl olayları bu bakımdan ilginçtir .

Bilind~i gibi Bingöl, öteden beri faşist beslernelerin çevre iller· den de destek sa~layarak etkinlik kurmaya çalışt~ı bir ilimizdir. Tutucu ve gerici çevreler, e~emen güçlerin gizli ve açık örgütlerinin des te~ ine , besleme komandalarına ra~men umduklarını bulamadılar . Devrimci demokratik güçlerin bi· linçli , kararlı ve yi~it mücadelesi, faşist milis güçlerinin önemli bir dayan a~ı olan Bingöl E~itinı Enstitüsüncieki faşist işgali kırdı.

Fa şi st ve gerıcı güçlerin besledi~i komandoların karargahı olan Eğitim Enstitüsünün düşece­ği daha okul açılmadan belli olmuştu . Bu durum ise , faşistleri büsbütün saldırg'ıı.nlaştırıyordu . Gericiler, faşistler ve onların res mi ve sivil destekçileri bir yandan öğrencilere yönelik saldı· nla rı planlarken bir yandan da emekçi halkımıza saldırmakta ge · cikmerliler . Daha enstitünün açıl­dı~ı ilk günde , faşist beslernelerin saidıni a rı devrimci öğrencilerin tepkis iyle pü skürtüldü . Aynı gün tescilt i faşist belediye başkanı H i\-::~. ' ' Tekin 'in köyü olan Alık· r,ık ·r .·,: H : mera anlaşınazlığını f:rs~ · ~:!e n ıl ıca la r jandarma k:ırJ; ... ,: l komutanı em rindeki jan · .\"""'":ı d a yo ksul üç köylüınlizü '.u ,·.· .. ·. ı dut'rek öldü rd ü. Köylü· ' ı- r:ıP·., ; ~{ur:7l.l~la rii r.en Ba şçav u ş Frrh .: · :ı r-: ,"kmPn. Kürt h alkın a · ... ~r·~ı .ı. ·· -:- mnnlığı :.r l a t3 ~ın a n ka fa· . ası; ı ... ;:- k i ~idir. Ve:. fa ~ıist besle­~1P.-. ! 'ı_ ;ı.t. n;et T ı~ki n 'i n yakın

:r'-<.:";•! ·· . . ı,r. 8ı.ı ~q.k;rndqn Ahmet l\j şi. '.~~ ·~< i j v--~ E~sa n Kişi : ~~ı~< ., .r~ ~r·t:l kövli.ilerimizin kur;".:·., di;i l ~~e ı, i\ldü.rülmesi te · sadüf;' bir d:ıy değil . bilinçli ve or:-; .~ ·: .. t: bi:- ~atl ia m ı n ill< adımı­d!r.

.:c \ · r ·~ :ie gen i ş tepki yard: Erm :<çi halk yığınla rı a rtlk iJnrju ... ·a polü ik acıiann a gü­venil ın~yecegini belirterek Dev · ri ın·cc l hl k ı~;.iltür Derneg i ı o ıı ··~> i " '' TCJTI-DE R'e baş-.-u r-

·. id ,

. -re~

. ~ E :ı: L.ı-i:·c,( .·~ i.::.rgütl2 r ve oL.: .;t uruia~ C:r :ı.oın i te

.c ,;iderek, 0u car: ~ .::ald ı : ı yı " et me k için bir mit or.;> ve

ROJA WELAT ·SAY FA 14

yürüyüş ->'apmak istediklerini be· Iirt ip, ızın istediler. Vilayet, oyalama taktiklerinin sonuç ver· meyece~ini anlayınca Alıkrak kö· yünden şehir merkezine kadar yürüyüş yapılmasına peki demek zorunda kaldı. Fakat gerici ve faşist güçler, sömürgecilerin gizli, açık örgütleri harekete geçmek ve bu önemli protesto gösterisini engeliernekte gecikmediler. Yürü· yüş ve mitingin yapılaca~ gün faşist komando bozuntulan polis deste~inde, enstitüde bulun~ öA'· rencilere dışandan yaylım ateşi açarak Çetin Ergündo~an adında devrimci bir ö~renciyi a~r biçinı· de yaraladılar . ErgündaA an kaldı · rıldı~ı Elıizı~ Devlet Hastahane· sinde öldü. Faşist beslemeler ve gericiler daha sonra polis deste· ~inde, halkın dini duygularını okşayan bir takım sloganlar ~tarak şehir merkezinde devrinıci· !ere, halka ve özellikle alevi vatandaşların oturdu~u mahalle­lere saldırdılar . Fakat iki saat süren çatışma sonunda bir pık yaralı vererek da~ılau faşistler yıllardır özlemini duydukları ale · vi-sünni çatışmasını da gerçekleş­tiremediler.

D~er taraftan Ergündo~an' ın cenazesinin götürüldü~ Tun· celi 'de de olaylar çıktı. Cenazeyle birlikte Tunceli 'ye giden bir grup devrimciye, "halklara özgürlük" sloganı attıkları ıçın Mao 'cu kalpazanlar saldırdı. Mao 'cu karşı devrimciler hak ettikleri cevabı Ergündoğan 'ın babası ve kardeşi · nin yaptıkları konuşmalarla aldı· lar .. .

Ancak Bingöl 'de olaylar dur· madı. Faşistler bir kaç gün pusuda bekledikten sonra tekrar terör estirmeye başladılar. Ve 17 Haziran gü nü yapılan bir dü~n· de silahlarını çekerek "ne kadnr Kürt varsa .. ... " deyip dev rimeile · re s aldırdılar. Komando bozuntu · larının bu sa ldırıları da ba şlarınd a bir ka bak gibi patladı. Ve Bingöl' deki ia ~ist sa ld ırıların baş tertip · çisi Hilunet Tekin 'in El az ığ ve Diyar ba kır 'dar. get irt ip silahlan · dırdığı besleme fedaiterden biri öld ürüldü . bir kaç ı da yaralandı. Ge rici ve fa şist güçler bu olayı da hedefinden s aptırmak ve yine ale' i-sünnf çat ı şması yaratmak için baz ı alevilerin evlerini ve i şyerierini yak ıp . tahrip ettiler .

Sömlirg~ci , faşist güçlerin Bingöl 'de , -e daha başka yerlerde mezhep çatışmas ı yaratma ya yö · nelik ça bal a rı yeni değildir . Ma · lat ya 'da. Elaz ığ 'da henüz geçerli akçe olan mezhep sürtüşmeleri. Bingöl 'de devrimcilerin kararlı mücadelesiyle çokcan t arihin çöp· lüğüne g·"' D 1i lmü;,"tür . f'aşis t güç· !erin ve D.c o;e. ,ne komandolarının bu özlemie ri ku rsaklarında kala· cak ı: ı r .. .

BULANlK'TA BiR OYUN DAHA BOZU~DU İçişleri Bakanı ve Kars Vali­

sinin açıklamalarına ra~men AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ve Komando Başbu~ Türkeş , "Kars kalesine kızıl bayrak çekil· di." propagandası yaparak kan· şıklık yaratmaya devam ediyor· lar . Faşistlerin bu propagandalar& bii yük de~er verdikleri yapılan yeni tertiplerle daha da açıklık kazanıyor .

8.6.1978 günü, gecenin geç saatlerinde, Bulanık ilçesine ba~lı Erentepe Buca~ı Kalesinin tepe· sindeki bayrak "bilinmeyen" kişi· ler tarafından yırtıldı . "Bilinme­yen" diye nitelenen bu Bay1arın kinıler oldukları nerelerden kay· naklandıklan herkesçe bilinmek · tedir . "O kullarında ls tildil Marfl Okunmuyor.", "Kars Kaletıine kızıl bayrak çekildi" ve nihayet "Türk Bayratmı yırttılar" biçi­minde geliştirilen propagandanın vardırılmak istendiki sonuçlar da artık bir sır de~ildir. "Bölücülök" edebiyatının yo~nlaştırıld~. ŞD· venizmin hortlatıldı~ı bu günlerde ve bu benzeri oyunların daha da tezgıihlanacatından kuşku duy­mamak gerekir. İçine dil ştilideri derin bunalımın faturasını Kürt Halkına ödetmek, O 'nun gelişen ulusal ve demokratik ·muhalefetini bastırmak için sömilrgeCi -faşist güçler bu tür söylenti ve tertip· lerle şoven duyguları kabartmaya çalışmaktadırlar.

Olayla hiç bir ilgileri olmadı· ğı halde olay sanı~ı diye gözaltı· na alınan Abdullah Aysel, lznul· lah Balıkçı, Mecit Aygün, lbra· him Kaya ve Timur Do~an adlı ilerici kişilere çeşitli hakeretler yapıldı; arada bir işkenceye tabü tutuldular . Yaptıkları tertibi bu

ilerici kişilere yüklemek için "iti· rafa" zorlandılar . Bu arada teh · ditler savurmaktan ve Kürt 1eri yok saymaktan da geri kalmadı· lar. ·•. Kürtler nerede var?"

"·Tarihte bir Kürt Devleti gösterebilir misiniz?"

"·Kürt tarihi ve Milleti diye bir şey yoktur ... "

"·Kürtçe komünistterin Alla· hını kitabını ...... . . "

Polisten Jandarma Karakolu­na getirilen bu kişiler yeniden hakaret ve işkence gördüler. Bu da yetmedi. Savcılı~a götürüldük • lerinde de benzer şeylerle karşı· lılştılar.

Çevredeki ilerici, devrinıci kişi ve kuruluşlar olaya seyirci kalmayarak harekete geçtiler. Halkın baskısıiıı açıkca gören Jandarma, "saıuldarı mahkemeye ~~evketmek zorunda kaldı. Yokaa itkencelerini uzun gönler sürdöre­rek kendilerinin yudıtı yalan iladelerin altına imza attırabillr· lerdi.

Savcı, bütün bu işkencelere ra~men, "ııaıııldarııı" dı:ıAru ifade· ler vermiş olmalarından son dere­ce sıkılmış olacak ki, Adiiye tarihinde az rastl.aılır bir yönteme başvurdu: lznullah Balıkçı 'nın üstüne saldırarak , tehditler savu · rak "ifadeni dejtifl;ireceksln. Bu suçu siz ifledlniz" diyebilmiştir .

Sömürgeci-faşist güçler, çe­şitli provokasyonlar düzenleyerek Kürt Halkının özgürlük, demok:· rasi ve sosyalizm mücadelesini bo~maya çalışmaktadırlar . Kllr· distan 'ın çeşitli yörelerinde giriş­tikleri tertipierin yöneldiA-i hedef budur . Ancak, halkımızın yükae­len llzgürlük ve demokrasi müca­delesi tüm bu oyunları bozarak, gelişip güçlenerek sürecek ve bir gün mutlaka hedefine ulaşacaktır .

KUŞTiNA BEDRETTiN COMERT

Dı rojen derbazbuyi da hezen faşist lı gele ciyan xwin retın . Lı Tırki ye şe re xebatkaran dıji faşizme herbere bılınd dıbe. Le ev yeka jı aliye faşi s t ü zordestan tu caran naye hızkırın, e wa na dıxwazın ku teko ~ina gelan hu xwine bıdne xenıqandıne . " "

Zordestiya h ezen faşist ne tere lı ser xehatkaran u gele me ye hındest e , her usa ji , ew kesen ku arikari~a _hezen peşverii dıkın , lı se r wan ji teroru zulmeke ~e~~n te aıotın_.

Dı nıeh;ı çuyi da faşiştan , ınamosteyekı heı;: , Bedrettın Comert bı xayinti kuştın. Comert, lı hımber sazumana zorbaziye u lı cem hezen peşveru şer dıkır . Wi dıxv:e~t e~ sazılınana ke wn bıçe u xebatkar derkevıne ronahıye. Le zordest jı mıruv e n usa demokrat heznakın , dıxwazın wan bı xwe va ı<~ıredın, bıkın xul .1me sazumana xwe .

Roja iru , tu kese de moqrat nıkare lı ber ve zulma gıra_n bedeng bı sekıne . Bedrettin ji yek jı wan mırovan bu . Faşistan rojeke xw e notıli seyen xayin u tırsonek telandın, Com e rt dane ber gullan u ew kuştın.

Kıı5tına Comert bı aliye hezen demoqrat u şoreşger bı den gek bılınd u xurt hat lanetkırın. . "

N ı ha edi çe tır te f emkırın ku h ezen faşıst ne ten e lı ser sosyalistan , her usa ii , dıxwazın lı ser demoqratan ii zulma xwe baj o n.

Ev ve\;, n i şa ndıde ku , dıve hernil xebatka r, bındest , şo reşg c r ' il ce mo qrat d ı ii fa ~ izme u nıjad~areziye y e~~ ı ı: il pışta hev bı grı n. Tene ev hev gırtın u yekbun dıkare peşıye lı faşizme bıgre G ve sazumana kewnare il zalım hılısine .

Page 15: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

"""""'- . '

_SIN'ET U ÇAND Xwendekaren Delal, Helbesten Nüreze ku me bıjartına peşin da hejayi

neşırkırıne ditın dı ve hejmare da ternam bün. Bı vi awayi, heya nıha 17 helbest hatın neşırkırın. Juriya me dı nav van 17 helbestan da yekemin, duwemin ü sewemin we bıbıjere ü em dawiye lı hejmare meyi peşiye da (hejmare nehan da) eşkere bıkın.

Bı sılaven germin ...

SONDA MEZIN 0 NEV NEWROl

Lı bıst u yek agıre me da hesıne te sorkıri u nurkıri Apo! deste xwe ew deste te yen maçkınne dırejke me ra carek rune lı cem me jı te ra çend gotıne me hene Apo; bfje, dirok jı çı tırsıya jı nnd u.aırab, kıre qal em biine darb ii mesai pele we gelek pırbun ba mın, eme bernıfırbun Apo; du bırin sekınine lı qunce dıl biine kwıl yek Qesre Şirin, vek Şere Duwemin Apo; lı dema te zalımen mina Dehaq lı me biin Miisolini Hitler Ü Pinoşe lı me biin kiiçık lı çar ali xwin ii bırçibiin dı bej ın lı dema Dehaqe zalım stiiye xwe xwardıkır Ararat ew Ararale bılınd gırya ii qirya dıfıkırya

dorali gırt duman du gıhişte ezman Ferat be zar u zıman sekıni Tijle mina dinan iı çıyan vegeriya ne gıhişte derya steyr ü hiv ü roj büne wında tari daket gunda lı gund ü bajara tırs

jı tırsan mane şaş biine nexweş Apo; Rast e, dıbejın gule Mezopotamye çılmısiye ew gule rengin gula sorpel gula çarpel ax qelışi weşiya zinar u lat cameren namdar biine duqat lı dema te lı welate me cihe bav ii kale me cihe govend u kılame me lı qebile me lı qewme me lı bajar ii gunde me Ape KAWE; ne yek ne du n4! se ne çar lı welat bii hawar tu xwedane hesıne sor te nur kır hesın te got "bese" te deng da lı meydan dest pe kır isyan ieqir

qızan

zılam

ü xulam pıçiik ü mezın mer ü jın xwarın SONDA MEZIN dıbejın

"Dıjmın tım yek e nezik - dur 1 ı hundrr - Ir der nabe dost nave wan Ir nane feqiran e tım çave wan" Apo; rast e, dıbejın we xwe berda ser jı gund, jı bajar sed sed, hezar hezar hün meşiyan qela wi we ani dawiya bela wi

Apo, rast e, dıbejın ku we kuşt Dehaq

baraneke gırt ser Ararat lı Ararat gul u zozan derketın deşt u çıya xızan agırek vexıstın dı egır da hesıne te sorkıran u nurkıran nurkıran u sorkarın dıbejın ew Ferata be zar ü zaman hate iman meşiya ü meşiya dı çıyan da kevır dıweşiya gıhişte Tijla din bun yek bı şewq u guman hambez karın Üman dıbejın keçen çevreş u xorten delal runıştın lı ser ava zelal derd ü xem avetın bun heval APO; hin hene lı dıne welaten bındest ne bı doz u şer ın ne lal u ker ın em dıjmın zanın ne yek, ne du, ne se u çar ın her çar jı hev xwinvexwar ın dıjmın me zanın lı ber ne geriyan ne girivan u ne tırsiyan tım ü tım kır isyan APO; me ewqas bıhist em ewqas dıbejın reya me reya AZADI lı her Ger lı her cih lı Avdare lı bist ü yek lı NEWROZ eme pirozkın jı te ra sılaven germin Ape KAWE; Cejna te lı ser seran u herdu çavan! ..

N. SEZGiN - Ankara

NEVROZ CEJNA KURDiSTAN M ıliete kurd dışkine Imge koledar we roje Dıbeje, ey xwinmıje mıllete kurd, bes e Xorte me, zare me, kuren me Egit u gernas dıhatın kuştın, dıhatın gırtın Kurd•rabün bı hevra W ek pılıngan serbılınd, koledar kuştı~ Gotın, ya em tevde ben kuştın, yan ben hıştın Lınge koledar jı ser me rabü we roje

Naveki pır bılınd me jı bo we hıştın Newroz cejna Kurdıstan

Koledar neman, rabü bındesli Bist ü yeke adare roja me hılat Bü cejna kurdan lı çar ali welat Eme doza Marksizm ü Leninizme bıkın Heqe me ye hemü ev kar ü xebat

Naveki pır bılınd me jı bo we hıştın Newroz cejna Kurdıstan Pır xweş i ev şeva şerin u dilan Bıji bıji ev şeva azadiya cihan

EZIZ DILQIRIN - Derik

ROJAMIN

War helte ku roja mm Sis ı1 pak e, şevaqe ra Heniya xebatkaran da Xweh dıxuşine Ser erda reş Evare ra dıbm inci Zarye me ra Roja mm mırad dıgre Sewa koma xebatkaran Sewa bıratiya xebatkaran Roja mm mırad dıgre Sewa mm mırad dıgre Sewa xılasiya mıletan Sewa helatma zordestan Roja mm helte Sor ı1 bı xuri Tirej axe ktin dıkeri Koma miqroban Yek ı1 yek dıkuji We ı1 yek dıkaji We wexte Roja mm mırad dıde Gul ı1 zaroyan

S.DANIŞMAN- Elazığ

CIAISK

Kawayt Hedat h hembef zulm6 Mfl n*ır te Çırlak O ııgırt aerbestly6-bt fORlti ;etkır te Bı agır6 Newroz jı mtllet ra çandl çakır te Cenja blst O yak& Adart jı te ma xelk& Kurd re

••• *** LA me Jı nettır Newroı O adar Sal nuh dıbe taVI dıkın katkır O cotkar Dı v6 r6ç6 da pır xweyn njand gel~ te Xebat har dımeşe bı 88fWextl Cı azadikar

~x Said Cı Sason Cı 06rsım serı h ıldan Bı hezaran xelkA Kurd dı vA r6 da candan ~ır Oadi t.tıhemmed dı lran·da Cumhurlyeta Kurdıstan Şoreşlya p6şmergA KurdA Iraq deng dabCı nav cihan

L~ em endi dımeşın bı ll mA karkır ıi cotkar Bı ata Maı1ı.sizm ıi LentnizmA Anş dıkın em dıjwar Bı zanebıin U bı tevger çav~ dıjmın venakın tucar J ı bo azadi U serxwebUn xweyn dır~jın wek gurA har

NEWROZ • SILVAN

ROJA

WELAT

SUSTURUlAMAZ ! Pır xweş i ev şeva azadiya cihan Lı Kurdıstana rengin Kurdakırın şahi W e roja pır xweş, roja dılşadi Roja bo serbesti, roja Azadi

(Helbesta Eziz 6 bend bun, bona dırejbuna we me tene du bend neşırkır.)

ROJA WEL.AT- SAYFA 15

Page 16: Xwendekaren delal,...Xwendekaren delal, Roja dereng dıkevt, 15 roji da care nagıhije deste we. Hın xwendekaren me ji jı ra name dmıvisının il bona ve derengketıne gıliye xwe

HECiYE CINDi 10

Kürt Bilim Adamı ve Yazan Heciye Cındi'ye, 70. doğum yıldönümü nedeniyle SOvyet Halkla­n Dostluk nişanı verildi.

_::.;_.~ ;Ermeni~tan SoV}'et Sosyalist .. · • _ " . . . . .. ~ .,piJmhurıy~tınde _.Y~amakta olan .• Cındi'ye, 70. iloğüm yıldönômon-.. :V.e "'rmenıstan Sılimler -Akademisi '> de, · bilimsel başarılarından .dolayı · -~ /ıy_est_,:olan ~rofesör. ı:ıecıye Cındl .. c ·"Halklann . Dostluğu" nlşanı -verll- • . . ~e.wan, geçtıQim]~ m~rt _ayında 70 ·· dL Bu Sovyetler Birliğinde en o st •. .,; ,~a~ını_:tamamladı;'~ i''"··\' : '< : .. ' · • -dOzeyde verilen bir nlşandır: . v· - f. : .'"< - :~'- ~.S.C.B. -.:Y~.ks.f»< : prezldyumu · · -·- :Aşağıda H.Cındi'ye ıııŞkin :.-,-~ ·, Başkanı Leonld B~jne~ve Predlz- ::·.- oJarak Rıya __ TeZe(Yeni ,Yol) gaiet&-' _,. •

yum ... Sekreteri • ~_.Georgadze'nln : sinde çıkan bir · yazıyı ve Torkç6 · · ak lmzalı · 'kararnamesiyle ·H. . çevirisini okurlarımıza sunuyoruz: · ' - ,, . . ; . ~ . . .

. _1978 yılı Mart ayında, bOyOk bılgın, yazar ve öı:lretmen Haciye Cındi Cewari 70 yaşını tamamladı. ~~un hayatı bOyOk gOçiOkler ı~ı~de, ama zengin ve yararlı bıçımde geçti. O, Kars'ta bir yetiştirme yurdunda çocukluğunu ve gençliı:lini geçirdi, çobanlık,

sıı:lırtmaçlık yaptı. Daha çocuk yaşta anne ve babasını yitirdi yelimhanede bOyOdO. '

_ E~im Devrimi ve Sovyet duzenı, Sovyet Ermenistanı KOrlle­ri için, onların uygarlık ve edebi­yatının gelişmesi için geniş yollar açtı.

Heciye cındi 1930 yıllarında

kendini tümüyle Kürt halkının hizmetine adadı. Kürt köyü Qun­daxsaz'a gitti, orada dersler verdi Kürt çocuklarını yetiştirdi. Dah~ sonra Pişkavkar'daki Kürt okulun­da öğretmenlik yaptı. Kürtçe kitaplar hazırladı ve çalışmalarıyla Kürtçe gazete RIYA TEZE'ye (Yeni Yol) ve Ermenistan'daki Kürtçe radyo yayınına çok büyük yardım­larda bL•Iundu.

Heciye Cındi'nin Kürt falklo­runun Graştırılması ve derlerıme­

Sinde erneg ; büyUktür. Onun '/ 3.­

y;nladığı kitaplar arasında şu r. iar var: "Kürt (Kurmanci) Dili" (1935 'te " Kürt (Kurmanci) Folkloru" (1936' da Emine Evdal'la birlikte) . Ş u nu

da belirtelim ki, Mehabad Kürdis­tanı Cumhurbaşkanı Kadı Muham­med bu kitabı okuduğu zaman , "işte bizim Kur'anımız" demişti.

"Sılemani Sıllvinin Ker ü Kulik'i" (1941 'de), Kürt Folkloru " (1957'de) "Kürt Toplumundan Hikiıyeler"

(1959'da), "Kürt Toplumundan Masallar" ve "Zaloğlu Rüstem" -<estanı (1977)

Şimdi de onun basılmakta olan "Kürt toplumunun atasözleri ve fıkralar" adlı bOyOk bir kitabı

var. BOyOk öğretmen 1959 yılından

~u yana Ermenistan Sovyet Sosya­lıst Cumhuriyetleri Doğu ~ilimlerl EnstitOsOnde çalışmaktadir . KOrt­lerle ilgili _100'0 aşkın çalışması

var. O'nun emeği en iyi biçimde değerlendirilmiştir. O, Ermenistan' da bir bilim emekçisi dilbilim doktoru, profesördOr, adı çoktan Sovyet sınırlarını aşmıştır. Eserleri onlarca dile çevrilmiştir. Heciye Cındi 1972 yılında Irak'taki Kürt Akademisine yazar üye seçildi.

Büyük dilbilimeisi birçok ni­şan ve madalyalarla taltif edildi Ermenistan Yüksek Sovyeti'·nin öv~ güsüne mazhar oldu.

Sovyet Ermenistanındaki ve genel olarak tüm Kürdistandaki Kürtler H. Cındi'nin eserlerinden gurur duyuyorlar. Bütün bu yararlı çalışmalarından dolayı H.Cındi

Sovy_et Sosyalist Cumhuriyetleri Bırlıgı Prezidyum Başkanlığının bir kararnamesiyle "halklar dostluğu" nışanıyla onurlandırıldı. (lzvestiya Gazetesi, 19.3.1978, sayfa 2-a)

Yalnız Hecıye Cı ndi değil. aile mensup:arının tümü de kenoiierini bilimin , Kürt halkının dil ve tari hinin , kültürünün gelişmesine

adamışlardır. Amcakızı Nüra Ce­wari , Kürt müziği doktoru , 1\ompo­zıtordür. Damadı Şekroe Mıho

Kürdolog ve tarihçidir. Tosın~ R~şid ve Ferike Usıv ise tanınmış Kurt şaırleridir.

inanıyoruz ki Heciye Cındi bu~dan böyle de Kürt halkı için yogun çalışmalarını sürdürecektir.

. Temüre Xelil Müradov "YENI ULUS" Gazetesi Emekçisi

Meha adari, sala 1978-a ternam bü 70 saliya bOyina ulmdar', nıviskar, mamosteyl me­zın-Heciye Cındi Cewari. Rıya em­re wl pır çetin ü dıjwar bOye, 1~ ge­leki dewlemend O k~rhatl bOye. Ew lı par~zga Qerse zaroli ü cahıltıya

xwe derbaz kırıye, şıvantl O gavanti kırıye. Emre wl usa büye, ku hela zaratlye de ew jı dlı-bave xwe te bırine, sewixana de mezın dı be

Şoreşa Oktobır O qeyde Sovyetiye reke fıreh vekırın bana Kurden Ermenistana Sovyetiye, bana peşdabırına medeniyet ü edebiyata xwe.

Heciye Cındi salect 1930-da ·xwe peşkeşi gele Kurd dıke. Dıçe gunde Kurdayi Qundexsaze, ders dıde, zaroke Kurda hin dıke. Pey re lı xwendıgeha Kurdaye Pişkav­kare de mamasıeti dıke , pırtüken

Kurdi hazır dıke, bı şuxulvaniya

xwe va alikarike pır mezın dıde

rojnema kurdiya "RIYA TEZE" ü radiyo kurdiye lı Ermenistane.

Pıre emege H.Cındi dı şuxule lenıherandın ü berhevkırına faikl o­ra Kurda de. Ewi pırtüken usaye gıranbıha neşir (çap) kıriye, çawa ku "Zımane Kurdi" (Sala 1935-a) " Folklora Kurmanca" (sala 1936-a bı Emine Evdal re tevayi.) Gereke be gotıne , wexte prezidente Kurdıs tane Mehabat (Iran, 1946), Qazi Mı hemed ev pırtük xweno, gol: "Eve quriana me" , çiroka "Ker ü Kulike Slemani Slıvi" (Sala 1941-a) " Folklora Kurdi" (sala 1957-a), "Serhatiyed Kurdaye Cımetiye" (sala 1959-a), (divaned "Çiroked Cı meta Kurda", eposa "Rosteme Zal" (Sa la 1977 -a)

Nı ha dı neşlrxan~aye mezın sala 1959-da dı institOta Rohılat7ll­nıye de ya Akademlya - U lmaya Respublika (Komara) Sovyetly.~ ye Sosyallstiyeye Eınlerilstanlt de kar dıke. Jı 1()()-i zadetır xebatect wl hene lı ser rewşa Kurda. Emeglt wi bılınd hatıye qimetkırıne. Ew şuxulvani Ermenlstan~yl ulmayi emegdare, doxtore ulmed zıman­zaniye ye, profeser e, nave wi zO de jı sinare Sovyetiye derketiye. Xebated wi bı deha zımana halıne wergerandıne. Le sala 1972-a, profeser Heciye Cındi te bıjartıne çawa endam-mıqaledare Akademi­ya Kurda lı lraqe.

Zımanzane mezın bı gelek erden ü medaliva hatiye rewakırıne hejayi ı"esınnemg Şewra Ermenis­taneye tewrebılınd büye.

Kurde Ermenistana Sovyet ü en Kurdıstane ber xebatect H.Cındi temene dıbın. Bana xebata wiye kerhati ew bı fermana Sedırtiya Yekitiya Respüblıken (Komaren) Sovyetiye Sosyalistiye (Rojnema ·'iZVESTIA", 19.3.1978, rupele 2-a) bı ordena "Dostiya Cımetava" hale rewakırıne.

Heciye Cındi ne ku bı xwe tene, le mala wi bı temami xwe peşkeşi peşdabırına ulm . kültura (çanda), direk ü zimane Kurda kıriye. Data wi - Nüra Cewari doxtora müziga Kurdi ye, kompo~ zitor e. Zave w i Kurdzan - dirokzan Şekroe Mı ho ye. Le Tası ne Aeş id ü Ferike Üsiv helbestvane kurdayi bı

nav ü deng ın. Em hevidarın ku Heciye Cındi

we vırha de ji bı kel ü bin bıxebıte bo gele Kurd.

Temüre Xelil Müradov, Xebatkare Rojnema "RIYA TEZE"

Sahibi• MustafaAYDIN • Yazı !şleri ~!üdürü • Mahmut <,;eşme • Her ayın 1 'inde ve 15'inde çıu.r • ~ONETIM YER!. Sümer Sokak , 12/2, Demirtepe · ANKARA • Abone şartları: Allı ay· lık 50, yıllık 100.TL . Dış ülkeler için iki kalıdır •

Xwedi : Mustafa AYDIN • Berpırsiyar :: .

Baskı: EMAŞ Matlıaacılık ANKARA 1977

• Navnişan ·: ~umer Sokak 12/2 Demırtepe · ANKARA • Şerten abone • 'Bo s mehan_ 50, sali 100 liraye Tırk.iye ; bo welaten :hrvayı du qat e e


Recommended